9 Ağustos 2007 Perşembe

Yaşamın fısıltısı

YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE ...
Genç bir yönetici, yeni Jaguar'ı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, birmahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan birçocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçenmesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni arabasının yan kapısınabüyükçe bir taş çarptı.Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru geri geri gitti. Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğukaptığı gibi yakında park etmiş olan bir arabanın gövdesine sıkıştırdı. Bunuyaparken de bağırıyordu:- Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri? Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve attığın o taşın mahvettiği yeridüzelttirmek için kaportacıya bir sürü para ödemek zorunda kalacağım. Nedenyaptın bunu ?Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi. - Lütfen amca, lütfen kızmayın. Ben çok üzgünüm ama başka ne yapabilirdim,bilemedim. Taşı attım, çünkü işaret etmeme rağmen diğer arabalar durmadı.Çocuk, gözlerinden süzülen yaşları elinin tersiyle silerek park etmiş bir aracın arkasına işaret etti.- Abim orada. Yokuştan aşağı yuvarlandı ve tekerlekli sandalyesinden düştüve ben onu kaldıramıyorum.Çocuğun şimdi hıçkırıklardan omuzları sarsılıyordu ve şaşkın adama sordu: - Onu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturtmama yardım edebilir misiniz?Sanırım abim yaralandı ve benim için çok ağır.Genç yönetici ne diyeceğini bilemez halde boğazındaki düğümden yutkunarakkurtulmaya çalıştı. Yerde yatan sakat çocuğu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturttu, cebinden temiz ve ütülü mendilini çıkartıp, çeşitliyerlerinde oluşmuş ve kanayan yara ve sıyrıkları dikkatlice silmeye çalıştı.Bir şeyler söyleyemeyecek kadar duygulanmış olan genç adam, abisinin tekerlekli sandalyesini iterek yavaş yavaş uzaklaşan çocuğun ardındanbakakaldı.Jaguar marka arabasına geri dönüşü yavaş yavaş oldu ve yol ona çokuzun geldi. Arabanın yan kapısında taşın bıraktığı iz çok derinve net görülür şekildeydi ama adam orayı hiç bir zaman tamir ettirmedi.Oradaki izi, şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:Hiç bir zaman yaşamın içinden, seni durdurmak ve dikkatini çekmek içinbirilerinin taş atmasına mecbur kalacağı kadar hızlı geçme. Tanrı ruhumuza fısıldar ve kalbimizle konuşur. Bazen, onu dinlemek için vaktimiz olmuyorsa,bize taş fırlatmak zorunda kalır.Fısıltıyı dinle veya taşı bekle. Seçim senin...
kaynak?

Hiç yorum yok: