9 Ağustos 2007 Perşembe

Kalbe değen

Kalbe değen nedir bilinmez.Sana söylenen sözdür sadece Ama kalbe değen başka biridir belki.Bir söz. Birkaç harf, birkaç hece. Hatta bir cümle. Uzun ya da kısa – kurulması o kadar kolay ki. Alt tarafı ağzından çıkmış olur bir kere. Söyleyiverirsin işte. Ayıp değil ya. “Söz”de yapacaklarının arasına katılır olsa olsa. Söyleyince yapmış kadar da olursun üstelik. Öyle ki yapmayı bile unutuverirsin. Söz gümüşse sükût altınmış... Ama söz çamur da oluyor bazen. Sükûtsa seni içine çekiveren bir bataklık. Hani büyüyor ya sessizlikte yakarışların. İçinden geçenleri söyleyemiyorsun ya çoğu zaman. Ve söz… söz değil bazen. O yüzden inanmamalı her söylenene. Birkaç harf ya da birkaç tümce ancak. Ruhunu okşayan bir ses belli belirsiz; ama sadece o kadar. Sözlere, anlara, seslere, bir de gözlere kaptırmamalı insan kendini. Geç de olsa öğreniliyor. Sonra bu çağrışımlar. Özne konulmasa kabul edilebilir belki; ama öznesiyle birlikte yalana dönüşüyor.Bir söz. Bazen tek bir söz bile yetiyor insana. Bazen tek bir sözünü duymak için bekliyor günlerce. Bazen de tek laf etmeden yok oluyor insanlar. Öylece, sessiz. İşte bu sessizlik beni boğuyor. Dememesi gereken şeyleri o kadar rahat söylüyor da insan, demesini beklediklerinde suspus kalakalıyor. Bir şeyler söylese duracak belki bu yangın. Alevleri sönecek belki. Ama olmuyor işte, bir inatlaşmadır gidiyor. Bir ses, bir hece, derken sesler çoğalıyor. Durduramıyorsun. Çevreni saran bu dikenli teller geçit vermiyor. Serbest atış vakti diyorlar buna. Aklına geleni söylemenin vakti. Dinleyip, bile bile kanmanın, hatta acıları unutmanın vakti. İçini acıtan anlar var ya. Bunu niye yapıyorsun bana, dedirten. Sana acı çektirmek istediğini düşündürten.Gözleri kör oluyor bazen insanın, kulakları sağır. Kendi sesini bile duymazdan geliyor gunlerce,aylarca. Seni üzecek dediklerinde, beni üzüyor dediğinde, canımı yakıyor dediğinde... kulaklarını tıkamayı seçiyor.Kendini uzaga atıyor.Seni senden istiyorum özledim diyorsun. O ise sadece uzgunum gelemem diyor....
Yetinmelisin elindekiyle deyip geciyor...harflerle dans ederek....Bazen tıkanıyor ya yollar. Bir çıkmaza giriliyor. Saplantı deniyor senin sevda dediğine. Kurgu oluyor kafandaki masal. Ve bu sözcük ormanında havada uçuşan sözlerden birini tutmak istiyorsun elini uzatıp. Onca sözden biri de seni anlatsın diye. Şansına hangi sözcük düşecek diye beklerken, bir de bakıyorsun ki ellerin bomboş. İnanılır gibi değil; ama tüm sözler kapılmış.

????

Hiç yorum yok: