12 Ağustos 2007 Pazar

Ömür treni

Varılacak çok istasyon var ömür treninde...

 

Bozuk para değildir hüzünler. Bir çırpıda harcayabileceğimiz,ya da taksi şoförüne verip de, ‘üstü kalsın’ diye cömert bir davranış sergileyeceğimiz. Belki bir gün lazım olur diye biriktirmeye yeltenebileceğimiz...

Sıradan zigzaglardan oluşuyordu şehir. Bir de irili ufaklı çukurlu caddelerinden.Özlemin bağrımı yakarken keşfettim. Ve sonra; hiç bilmediğim simalarla kesişti, hiç olmadık zamanlarda kaderlerim.

 

Bir tek benim zannederken, şehrin dört bir yanında yaşıyordu sevda mağdurları. İki nokta, birer virgüldüler hayata. Ne tek başına bir anlam ifade edebiliyorlardı sonlanan cümlelerde, ne de, yan yana dizilebiliyorlar.

Fark ettim ki, teoride iyi görünen hiçbir şeyin yaşamda yeri yok.

 

Ah... Aynalar kadar yüzleşsek ya kendimizle. Yüzümüzü gülümsetenleri bulsak ve sımsıkı tutsak ya hayatımızda. Oradan yakalasak ya rahat nefes almayı...

Sevda sokağının en yakın komşuları, sözüm sizlere! Samimi ve dürüst oldukça varılacak çok istasyon var ömür treninde...

 

Alıntı…

Hiç yorum yok: