19 Eylül 2007 Çarşamba

Biz seçmiyoruz ki.

Çoğu insandan duyuyorum: başları sıkışınca: ”annemizi babamızı biz seçmiyoruz ki” diyorlar da bu cümleyi onların vasıtasıyla kurduğunu bilmiyorlar mı?
Peki, seçme hakkımız elimizde olsaydı ne olurdu? Gözü yükseklerde olanlar kıyamete kadar kallavi ebeveyn bekleyip, bulamasalar ve dünyaya uğramadan geçmeleri nasıl olurdu bilmiyorum. Hiç bir şey bile olmamak…

Ya da o anki aklımızla seçilecek ana-baba ölçütü ne olurdu? Maddi durumu yerinde olması mı yoksa sadece iyi huylu olması mı tercih edilirdi? Bence geleceği görmeden dört dörtlük bir karar veremeyiz. Sonunda ne olacağını bilemeyiz. Hem bunu seçerken kaç yaş aklıyla seçmek isterdik? 40 mı, 20 mi, kaç? Çok akıllı olmayalım bence “işin ucunda ölüm var”, “dünyada kolunuz kırılınca çok acıyormuş” deselerdi; ana-babadan önce kimse doğumu seçmezdi. Ne bilecektik doğmadan ki seçmeye karar verelim? Mimar nedir, öğretmen nedir bilecek miydik ki ana-baba seçelim. Ya da seçtiğimiz anne babalar birbirine uyacaklar mıydı? Hayatımızı onların uyumsuzluklarını izleyerek mi geçirecektik. Ya her şeyi tam bilecektik fikrimce ya da hiç bilmeyecektik. Zaten her şeyi bilseydik doğumu seçerken; yetiştirilmeye, giydirilmeye, beslenmeye ya da eğitime de ihtiyacımız olmazdı. Sonrada “ben seni seçtim” sorunuyla karşılaşmaz mıydık?

Bu dünyanın temel amacı ''
sevgi''dir. Ve bu kelimeler sevgi yoksunu, varlığından memnun olmayanların kelimeleridir fikrimce. Geldiği gibi; biz seçmeyelim ana babamızı, ilahi adalete bırakalım kontenjan işlerini, sadece sevelim. Şunu da bilelim: ''Gerçekten de kendimize göre iyi bir aile seçseydik şimdikilerden daha iyisini seçemezdik.''

 

Yazan: osman

1 Haziran 2007

Hiç yorum yok: