25 Ağustos 2008 Pazartesi

SİZ, BİZ...

HANGİMİZ DAHA KARMAŞIK DAHA ANLAŞILMAZ


Biz, sizin tabirinizle "karı kısmı" ve siz bizim tabirimizle "erkek milleti". Dünya kurulduğundan beri varolan ve bir türlü yenişemeyen iki cinsi latif, en basit ve klasik tabiriyle. Ve bu iki cinsin üzerinden çoğullanmış başka başka cinsler daha ve fakat onların şu an için konumuzla hiç ilgileri yok.

 

Sadece daha sonra kalkıp da sizlerden ya da bizlerden biri "amaaa başka cinsler de var onları varlıktan saymıyor musun, nasıl bir ayrımcılık bu" demesin diye belirtiyorum, gene de görüldüğü üzere ben devasa bir ayrımcıyım daha baştan belirttim rengimi siz ve biz diyerek.


Kim bu siz ve biz?
Biz; narin, naif, duygulu, karmaşık yaratıklar, sizse kaba, bencil, umarsız ve anlaşılmaz karşı cins, birbirimizn tabiriyle... Öyle mi gerçekten? Karmaşık kadınlara ,düşüncesiz erkekler, tamamen öğretilmiş düzmece bir senaryo gibi gelmiyor mu sizlerinde kulağına.

Biz ne kadar karmaşıksak sizlerde en az o kadar karmaşıksınız, öyle olmasaydı hiç bu kadar kalbi kırık kadın ve adam dünya üzerinde kafalarını dört bir yana vurur halde dolanıyor olur muydu? Şayet bizler çoktan vakıf olabilmiş olsaydık sizin sırrınıza, zaten dünyayı ele geçirmiş olmamız ve artık tek bir tane daha aşşşk ve yalnızlık şarkısı yazılmamış olması gerekmez miydi, eh tabi geriye kalan siz erkekler için yazılması ve söylenmesi gerekli aşk şarkıları olacaktır elbette ama ben en çok bizlerin eşlik ettiklerine eminim bu salya sümük şarkılara.


Biz, mütemadiyen bütün hayatımızı ve sahip olduklarımızı sizlerin ellerinizin içine hiç gözümüzü kırpmadan bırakabiliyorsak halen ,daha vakıf olmanın yanından bile geçememişsiz demek ki sizin şu sırrınıza, bir diğer ihtimalde vakıf olduk ve hayran olduk sizlere...
Yook canım daha neler.


Aslında biz çok fazla sizin sırrınızla uğraşır halde değiliz. Zannımca en önemli numaranızın ne olduğunu ta Havva ve Adem'den beri bildiğimizden olacak. Dolayısıyla da illaki sizi istiyorsak allem edip kallem edip, gerekirse kaf dağlarını aşıp binbir türlü entrikayla dahi olsa, öyle ya da böyle istediğimizi alıyoruz. Yani sizi...


Aslen bizim de bütün derdi belamız, sizin derdi belanızdan farklı birşey değil amiyane tabiriyle sevişmek ve sevişmek...
Erkek dünyası ve o dünyadan birine tutuluvermek, onu yanında istemek hangi hareketinin altında hangi neden yatıyor olduğunu sorgulamak, ve o esnada da sizlerin aslında hiçte anlaşılmaz tipler olmadığınızı unutmak, tıpkı sizlerinde bizlerden birine tutulduğunuzda bizlerin karmaşık tipler olmadığımızı unutmanız gibi. Bir anda etrafa saçılıveren sır tepecikleri...


Oysaki aynı sizin istediğinizin peşindeyiz taa Adem'le Havva'dan beri ama bunu bizim vermemiz sizin almanız kadar kolay olmuyor salt alışveriş kodlarıyla konuşulduğundan, değerler değersizliklerle karışıveriyor. Emin olunki adları bu şekilde konulmamış olsaydı, biz kendimizi bir verici siz kendinizi bir alıcı konumuna getirmemiş olsaydınız kadınlar bu denli anlaşılmaz ve tuhaf gözükmeyeceklerdi gözünüze..


Zaten yalan karmaşık falan değiliz, çoğu kez sizlerden daha anlaşılır ve basitiz üstelik bizi karmaşık ve anlaşılmaz yapan sizin yazarlarınız
Yazarlar asli isteklerimizi göz ardı edip sorgulamalara geçince, herbirimiz birbirinden esrar yüklü yaratıklara dönüşüyoruz hem sizin hemde saçma bir şekilde kendi gözümüzde.


Tüm bu yaratılan karmaşanın üzerine herbirimiz işin içine aşk dedikleri ne menem olduğu bellli olmayan "şey" girince birbirimizi topyekün anlayamaz oluyoruz. Gitmesin hep benimle kalsınlar başlayınca da bizler size, sizlerin bize öğretmiş oldukları; sizler de bize, bizlerin size öğretmiş olduğu oyunlarımızı oynamaya başlıyoruz. Oyunları öğreten ve oyun oynanan aynı taraf olmasına karşın sanki kuralları yüzyıllar önce yazmış, karşı sahaya atmış ve ondan sonra da unutmuşçasına kimse kimseyi anlamamaya başlıyor.


Siz değil misiniz yıllarca "aman edepli ol, terbiyeli ol, doğru olan bu, aksi halde ben de dahil biz hepimiz sana edepsiz deriz ve kimse de seninle ilgilenmez" diyen. Ve kadın edepliyi oynuyor hiç de canı edepli olmak istemezken . Erkek salaklaşıyor bu kadını nasıl hem edepsiz hemde dünyaya karşı edepli yapabilirim diye .


Biz değilmiyiz ki sizlere "kibar ol, nazik ol ,ısrarcı olma, şu ol bu ol" deyip herhangi birisi olmayı biraz fazla uzatınca, "ne zaman benden edepsiz olmamı isteyecek ama edepli gözükmemi sağlayarak" diye dertlenen...


Adem'le Havva'dan beri kurallara kurallar ekleye ekleye, kuralları biz size, siz bize ekleye ekleye kendi kurallarımızı kendimize karşı oynuyoruz, mutsuz, acılı yalnız olmak pahasına.


Biz kadınlar şanslıyız karmaşık, anlaşılmaz, gizemli oluyoruz, sizin sayenizde.


Siz erkeklerse şanssız hödük, sersem, adi oluyorsunuz hem bizim hem sizin dilinizde.


Nasıl bir oyun yatıyor bütün bu aldatmacanın temelinde anlamak zor

 

Acaba diyorum bizler ve sizler uzuuun yılllar önce dünya biraz daha eğlenceli olsun, ben istiyorum sende veriyorsun hiç bir zevki kalmıyor diye mi önce kurallarını yaratıp ardından unutmayı seçti?


Yoksa gerçekten de karmaşıkmıyız…

kaynak?

 

Hiç yorum yok: