26 Kasım 2010 Cuma

Türk olmak



Çatalın kenarını bıçak niyetine kullanmaktır. .
Nereye giderse gitsin, bir sekilde manzara resmi cekebilmektir.
Güneş gözlüğü takınca yakışıklı olduğunu sanmaktır...
Arabayi her yere park edebilmektir. .
TV yayının arkasından el sallayıp aynı anda cep telefonu ile
yakınlarını arayıp haber vermektir... ...
Şampuan bitmek üzereyken içine su doldurmaktır. ..
Cihazların uzaktan kumandalarını naylonla  kaplamaktır.. .
Bütün olayları ''bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı...'' şeklinde
anlatmaktır.. .
Telefon çalınca yanına gidip bir kez daha çalmasını beklemektir. ..
Çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir... Çay bardağı altlığını küllük olarak kullanabilmektir. ..
Fazladan verilen ketçap, mayonez ve kolonyalı mendili sonra lazım olur
diye çantaya atmaktır...
Her programda "70 milyon bizi izliyor "diyebilmektir. ..
Düğünlerde  "Dom Dom Kurşunu" ile göbek a tarak, "bir avcı vurdu beni,
bin avcı yedi beni" gibi sözlerle kendinden geçen  tek millet
olmaktır...
Araba camlarına "beni yıka" yazarak arabanın duygularına tercüman
olmaktır...
Asgari ücretle çalışıyor bile olsa maaşının 2 katı fiyatlı cep
telefonuna sahip olmaktır...
Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koymaktır...
İçtikten sonra"nolucak  bu memleketin hali"diye  sormaktır ...
Sarı ışıkta korna calmaktır...
Sandalyenin oynayan ayağına kağıt sıkıştırmaktır...
Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum. " diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirmektir ...
Her aklına geldiğinde "Google" da kendi ismini aratmaktır ...
Bisküvi vs. çaya batırıp yemektir...
Papağana önce küfür öğretmektir....
Kaza yapan aracın etrafında toplanıp,yaklaşı k hasar tahmini yapmaktır...
Yangın merdiveninin basamaklarına saksı saksı çiçek sıralamaktır.. .
Misafirliğe gidip saatlerce oturduktan sonra ,giderken kapı önünde
tekrar muhabbet etmektir...
Yanındakinin gazetesine göz ucuyla bakıp gazeteyi büyük bir iştahla
okumaktır..
"Nerelisin?" sorusuna cevap aldıktan sonra  "içinden mi?" diye sormaktır..
Markete 1 ekmek almak için gidip en az 15 ekmeğe dokunmak, mıncıklamak fakat en sonunda ilk mıncıklanan ekmeği almaktır ...
Kaldırım varken yoldan gitmektir...
Düğünlerde saçı topuz yapıp, yandan iki bukle bırakıp, bir de saç
üstüne sim döktürmektir.. .
Asansör beklerken tuşa ne kadar fazla basılırsa  asansörün o kadar
çabuk geleceğine  inanmaktır... .
Kale kilit anahtarıyla kulağını kaşımaktır...
Bulmacadaki ünlülere kadın erkek farketmeden sakal, bıyık, kaş çizmektir...
Yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır...
Her şeyde pazarlık yapabilmektir. ..
"İnşallah"la bütün işleri hallettiğine inanmaktır...
Her secim zamanı "bir oydan bişe olmaz" diye oy vermemektir. .
Her şeyi bilmese de bilmektir...

Ve de Türk olmak :

İstanbul'da Kızkulesi,  Anadolu'da buğday, Çukurova'da pamuk, Ege'de
tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeği olmaktır....
Kar yağdığında evsizleri düşünmektir...
Balkon köşesine kuşlar için  ekmek kırıntısı  koymaktır. ..
Yemeği ziyan etmekten korkmaktır, göz hakkına  saygıdır ..
Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır ...
Milli maçta ağlamaktır. ..
Hayatın  verdiklerine "nasip", vermediklerine "kısmet" demektir...
Her işin "hayırlısına" inanmaktır ve "feleğe" küfretmektir vede
ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.. .
Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir...
Saz çaldığında, ney üflendiğinde,  yüreğinin derinlerinde bir sızı
duymaktır, bir de Yemen Türküsü'nde...
Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir...
Çanakkale'de ölmektir. ...
Askere davul-zurna ile evlat uğurlamaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek...
Şehidinin tabutuna son kez dokunurken "vatan sağ olsun" demektir...

Hiç yorum yok: