24 Ağustos 2009 Pazartesi

Kadınların kariyer gelişimine kim, neden engel oluyor?

 

 

 

İş hayatında pek çok engelle karşılaşan kadınlar, ötesine geçemedikleri bir "cam tavan"ın altında çalışmak zorunda kalmaktadır. Cam tavan; kadınların belirli bir seviyede birtakım engellere takılması anlamına gelmekte, ki cam tavan kullanımıyla kastedilen, karşılaşılan sorunların belirsizliğidir. Kadınlar için çalışma hayatının en büyük engeli olan bu cam tavanın üç boyutu bulunmaktadır; yani bahsedilen üç basamaklı bir cam tavandır.

Bu cam tavanın boyutlarının ortaya çıkmasındaki belirgin faktörler çoğunlukla sosyo-kültürel nitelikte olup, sosyalleşme süreci; normlar, kanunlar ve kurumsal düzenlemeler; eğitim düzeyi ve endüstriyel gelişim seviyesi ile birebir ilişkilidir. Cam tavanın 3 boyutunu oluşturan 3 ana engel vardır ki, kadınlar bu bariyerler doğrultusunda kariyer gelişimlerini belirlemektedir.

Bu engeller:

1.Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller

2.Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller

3.Kişinin kendi kendine koyduğu engellerdir.

Erkek Yöneticiler Tarafından Konulan Engeller

Cam tavan literatüründe en çok erkekler tarafından konan engellerden bahsedilmektedir.

Tarafsızlık ilkesi: Cinsiyetler arasındaki fark kabul edilirken bir üstünlüğün olmadığının kabul edilmesi durumu.

Cinsiyet körlüğü: Kadın-erkek farkı yok; “insan” görüşü hakim.

Koruma, kollama içgüdüsü (iyi niyetli ayrımcılık): Kadın birtakım mazeretlerle (“Ailesi çok önemli, çok iş vermeyelim”gibi) kollanır.

Kadınlara yönelik önyargılar: Çoğu negatif olan bu önyargılar kadınların verilen üst düzey işleri yapamayacağına dair görüşleri içerir. Kişilik, kararlılık ve azim açısından yetersiz olarak değerlendirilirler.

Kadınlarla kurulan iletişim zorluğu

Gücü elde tutma isteği

Yönetici kadınlar diyor ki...

"Kariyerimde ilerlemem için eğitim programları çok önemli oldu. Ama kadınlara eğitim konusunda yeterli imkanlar tanınmıyor. Özellikle üst düzey yöneticilik söz konusu olunca yurtdışı eğitimler ön plana çıkıyor, ki kadınlar bu konuda çok dezavantajlı. Bunun da iki nedeni var. Öncelikle, kadınların ailesini bırakıp eğitime gidemeyeceği varsayılıyor ve bu konuda onun fikri bile sorulmuyor. İkincisi, bu kadar yatırımı yaptıktan sonra, ‘evlenir, çoluğa çocuğa karışır, bırakır, gider’ korkusu taşınıyor."

"Erkek yöneticilerin çoğunun eşi, aile ile ilgili tüm sorumlulukları yüklenmiş ev hanımı durumunda. Dolayısıyla, onların önündeki model bu olunca, sizden de başka türlüsünü beklemiyorlar. Öncelikli sorumluluğunuz kocanız ve çocuklarınıza karşı olduğu varsayılınca da, sizin zaten üst düzey pozisyonları kabul bile etmek istemeyeceğiniz düşünülüyor. Bunu düşünseler bile, bu kadar sorumluluk getiren pozisyonlar için size güvenmiyorlar. Evdeki sorumluluklarınızın günün birinde ağır basacağı ve bırakıp gideceğiniz endişesi hep var. Halbuki kadınlar, her ikisini de yürütmenin yolunu mutlaka buluyor."

Kadın Yöneticiler Tarafından Konulan Engeller

Kadınların yüzde 50-60’ı daha çok erkek yöneticilerle çalışmak istiyorlar. Daha çok erkek yöneticilerin koyduğu engeller tartışılırken kadın yöneticilerin koyduğu engeller göz ardı ediliyor.

Tarafsızlık ilkesi

Cinsiyet körlüğü

Koruma, kollama içgüdüsü

Kendini referans alma yanılgısı: Kadın yöneticilerin bilinçaltındaki “Ben bu noktaya nasıl geldiysem, herkes aynı şekilde gelebilir. Özel bir çabaya gerek yok mantığı”.

“Kraliçe arı” sendromu; başarıyı yüceltme ihtiyacı: Tepe yönetimde görülen ‘tek kadın’ olmanın bir başarı ve ayrıcalık göstergesi olduğu inancı.

Çok boyutlu kıyaslama; çok boyutlu kıskançlık: Kadın çalışanların çeşitli nedenlerle (aile hayatı, fiziksel özellikler vb.) bir çeşit tehdit unsuru olarak görülmesi.

Kadınlara yönelik önyargılar

Erkekler gibi düşünerek, onlardan biri olduğunu gösterme çabası: Genellikle anti-feminist eğilimlerle sonuçlanmakta.

Kadınların Kendi Kendilerine Koyduğu Engeller: Cinsiyet rollerine ilişkin tutumlar: “Kadının yeri neresi?”

Toplumsal değerleri sorgulamadan içselleştirmek: Kadınlara karşı olan negatif önyargıları kabul etme, benimseme.

  • İş-aile çatışması ve suçluluk duygusu ile başa çıkamamak
  • Özgüven eksikliği, kararsızlık, ne istediğini bilememek
  • Kendini geliştirme, koşullarını değiştirme isteği, inancı veya imkanı olmamak
  • Sistemin değiştirilemeyeceğine duyulan inanç
  • Sistemi destekleme zorunluluğu hissetmek
  • Kariyerde yükselmeyi tercih etmemek/kariyer yönelimli olmamak
  • Kariyerde yükselmenin gerekliliklerini ve zorunluluklarını göze almamak

Yönetici kadınlar diyor ki...

"Kadınlar toplumun değer yapısını benimseyip, kendilerini buna göre pozisyonluyorlar. ‘Ben kadınım: önce ev kadınıyım, önce anneyim, önce eşim’ gibi düşünceleriniz, yol ayrımına geldiğinizde size karar verdiriyor. Verilen kararla da yaşamak her zaman çok kolay olmuyor.”

"Kadının önündeki engellerden en büyüğü, kendine güvensizliği. Kendine güvenmiyorsa ilk fırsatta çekiliyor. Kocayı ve çocuğu da bahane ediyor.”

Araştırmalar gösteriyor ki...

Kritik başarı faktörleri, kadınların başarısı ve kariyerde yükselmesi; ve anne-babanın aile hayatını dengeleme çalışması konularında yaptığım üç farklı araştırma sonucuna göre kadınların ve erkeklerin, iş hayatında kadına bakışı farklılıklar gösteriyor.

‘Kadınlar ve Liderlik’ konusunda, kadınlar “kadınların üst düzey görevler için erkeklerle yarışabilecek yetenekte” olduğuna daha fazla inanmakta.

raştırma sonuçları gösteriyor ki, ‘yönetici kadınlara karşı tutum’ konusunda da kadınlar genel olarak daha olumlu bir görüşe sahipler.

‘Çalışan kadın ve aile’ hakkındaki görüşlere baktığımızda ise şaşırtıcı bir tablonun ortaya çıktığını görüyoruz. ‘Kadınlar ve aile hayatı’ konusunda kadın ve erkek cevaplayıcıların görüşleri paralellik gösterirken, “kadının yeri eşinin yanında bulunmak ve iyi bir anne olmaktır” görüşüne kadın cevaplayıcılar daha fazla katılmakta.

Türkiye’de kadın ve erkeklerin çeşitli meslek gruplarına göre dağılımında da kadın-erkek farklılıkları belirgin. Erkekler çoğunlukla ticaret ve satışta yer alırken, kadınlar idari personel olarak yer alıyor. Özellikle direktör ve üst düzey yönetici oranlarına bakıldığında kadınların sayısının erkeklerin sayısından bir hayli düşük olduğu görülüyor.

Yönetici kadınlar diyor ki...

"Kadın önce kendi zihniyetini değiştirmeli; kendi rollerini gözden geçirmeli. Hayatın gerçekten müşterek olduğuna önce kendini inandırmalı. Ev işlerinde yardım eden eşlerine aşırı minnettarlık duymak, hayatı müşterek görmemek demektir."

"Evin üzerine titrer, gereğinden fazla titiz davranırsanız, hiçbir zaman bitmeyen bir yük omuzlamış olursunuz. Kadınlar artık evle ilgili daha rahat olabilmeyi öğrenmelidir."

Araştırma sonuçlarına göre, evlenmek, kadınların kariyer gelişimi üzerinde çok az bir etki yaratmaktadır. Evlenmenin, erkeklerin kariyer gelişimi üzerindeki etkisi çok daha belirgin ve olumlu. 'Toplumsal değerler' ve 'çocuk sahibi olmak' kadınların kariyer gelişimini negatif yönde etkilerken, erkeklerin kariyer gelişiminde pozitif bir etki yapmakta. Araştırma sonuçlarına göre, kadınlar ve erkeklerin kariyer gelişiminde olumlu etki yapan en önemli faktörler zeka, kendine güven ve çalışkanlık..

Yönetici kadınların kariyer gelişimi ile ilgili görüşlerine bakıldığında kararlılık, ne istediğini bilmek, bilinçli tercih yapmak; çalışmayı sevmek; dürüst ve güvenilir olmak; planlı, özverili ve disiplinli çalışmak; her şeyi yapabileceğine karşı duyulan inanç, özgüvenin kritik başarı faktörleri olduğunu görülmektedir.

Özetle; "Kadın önce kendini belirli yerlere layık görmeli ve bu yeri çok isteyip, hak etmeli. Siz kendinizi layık görmezseniz, kimse de sizi layık görmez."

Kaynak: www.cocukdayaparimkariyerde.com

Doç. Dr. Zeynep Aycan

 

 

Hiç yorum yok: