20 Ocak 2012 Cuma

Beyine Zarar Veren Alışkanlıklarımız

1. Kahvaltı etmemek :

Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.

2 . Aşırı ısınma

Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar

3. Sigara içmek

Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.

4. Yüksek şeker tüketimi

Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.

5. Hava kirlenmesi

Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır.

6 . Uyku yetersizliği

Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.

7. Uyurken kafayı örtmek

Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.

8. Hastalık sırasında beyni çalıştırmak

Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.

9. Uyarıcı düşüncelerde eksiklik

Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.

10. Az konuşmak

Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.

Karaciğer hasarının ana nedenleri

1. Çok geç uyuma ve çok geç kalkma

2. Sabahları çiş yapmamak

3. Çok fazla yemek.

4. Kahvaltıyı atlamak

5. Çok fazla ilaç tüketmek

6. Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek

7. Sağlıksız pişirme yağı tüketmek

İçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda, eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.

8. Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur.

Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdır.

KANSERE EN ÇOK NEDEN OLAN 5 GIDA

1. Sosisli sandviç

Zira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.

2. İşlenmiş et ve domuz pastırması

Sosisli sandviçte, domuz pastırmasında ve diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir. Domuz pastırmasında doymuş yağın aynı şekilde kanserde payı olur.

3. Yağda kızarmış şekerli çörek veya lokma

Lokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.

4. Kızarmış patates

Lokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara French fries değil, kanser fries olarak çağırılmalıdır.

5. Cips, kraker ve kurabiye, bisküvi

Tümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde trans yağlar içermez yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır.

 

19 Ocak 2012 Perşembe

Krediye imza attıktan sonra bankalar tarafından çıkarılan ek masraflar baş ağrıtıyor.

Kredi alırken birçok tüketici sadece bankaların reklam ve ilanlarındaki faiz oranlarını karşılaştırarak karar veriyor. Asıl şikayet ise bundan sonra başlıyor çünkü krediye imza attıktan sonra bankalar tarafından masraf üzerine masraf çıkartılıyor. Buna göre, faiz ödeyeceğiniz tek masraf değil; hesap işlem ücreti, dosya masrafları, Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV), istenilmeden yapılan sigorta masrafları, rehin kaldırma ücretleri, ekspertiz ücreti, istihbarat ücreti, başvuru ücreti ve hatta erken borcunu ödeyene ceza.

Bankalardan kredi almak isteyen vatandaşlar bankaların reklam ve ilanlarında verilen rakamları karşılaştırıp karar veriyor. Bankalar daha sonra yeni borçlar çıkarınca da şikayetler bitmek bilmiyor.

Kredi Masrafları Büyük Sorun

1 0cak 2011- 1 Ocak 2012 tarihleri arasında 280 bin şikayet alan Şikayetvar sitesine bankacılık sektöründen toplam 40 bin şikayet aldı. Bu şikayetlerin 700’e yakınını ‘Kredi masrafları’ oluşturuyor. Tüketicinin kredi sözleşmesine imza attıktan sonra yeni borç çıkaran bankaların talep ettiği belli başlı masraflar ile ilgili şikayetler şöyle:

Hesap İşletim Ücreti: Çektiğim kredi tutarını ve faizini ödedim demeyin birde kredi için açılan hesabın ücreti var. Bankaların beyanlarında bu ücret gösterilmiyor. Hesap açmadan başka bir deyişle Hesap İşletim Ücreti’ ödemeden kredi kullanmak mümkün değil. “Bankadan kredi çektim ve krediyi çoktan ödedim. Ödeme yaparken hesap kullanım ücreti 38 TL daha ödemeniz gerekiyor dediler. Bu konu ile beni bilgilendirme yapılmadı ve zaten ben kredi çekerken parayı zaten faizli çekiyorum. Alınan ücretin adı hesap işletim ücretymiş.

Dosya Masrafları: Dosya ücreti, bankaların kredi kullandırtma aşamasında aldığı kredi açılış ücretidir. Bu ücret sabit bir tutar olabileceği gibi, kredi miktarı üzerinden yüzde olarak da alınabilir.Alınan dosya masrafının yasal olmadığını düşünüyorum. Konut kredisi kullanırken ödediğim dosya masrafının neden alındığı ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi. Ama bu para alındı. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir.

Sigortalar: Sadece kredi kullanmak da yeterli kılınmıyor. Banka kredi çeken vatandaşlara adete baskı uygulayarak ferdi kaza, hayat sigortası gibi belli başlı sigortaları yapma şartı ile kredi veriyor. “Bankaya giderek kredi için gerekli evrakları imzaladım. Kredi kullandırma safhasında ilgili müşteri temsilcisi ferdi kaza yada hayat sigortasının ayrıca Dask harici benim evim isimli sigortanın zorunlu olduğunu ferdi kaza sigortasının daha hesaplı olduğu için tercih edebileceğimi yoksa krediyi kullandıramayacaklarını belirtti.

Rehin (İpotek) Kaldırma Ücreti: Kredi borcunu ödeyen tüketiciler kredi üzerindeki ipoteki kaldırmak için de bankalara ek bir ücret vermek zorunda kalıyor. Borç yoktur yazısı almak isteyen tüketici borçlu çıkartılıyor.Düzenli olarak ödediğimiz kredimizin borcu bitti ve rehin kaldırma yazısı için bankaya gittiğimde ücret istendi, sorum ve şikayetim şu; Rehin kaldırma yazısı masrafı nedir? Yazıcı çıktısından başka masraflı ne yapıyorsunuz da bu para talep ediliyor?

Ekspertiz Ücreti: Eksper ücreti kredi başvurusunda bulunan müşterilerden alınmaktadır.Kredi çekmek istiyoruz ekspertiz ücretini de bize ödettiriyorlar. Halbuki ilan ve reklamlarında tüm masrafların içinde olduğu belirtilmişti.

Erken Kapatana Ceza: Vadeli olarak alınan krediler erken ödendiğinde de ceza kesiliyor. Tüketiciler bu uygulamayı ‘erken ödeyen cezalandırılıyor’ diye tanımlıyorlar. “1 yıl vadeli kredimi 6 ay erken kapattığım için yaklaşık 130 TL (kredi kapama) adı altında ücret kesildi ve bu ücretin vergisini bile aldılar. Kullandığım krediyi erken ödediğim için cezalandırılıyor muyum? Normalde hesabı ilk defa açarken hiçbir ücret vs tahsil edilmez korkmayın diyerek açtıkları normal mevduat hesabından daha sonra nasıl ücret tahsil etmeye başladıklarına şahit oldum. Her zaman tarihinden önce ödediğim ve bugüne kadar hiçbir erken ödeme cezası işletilmeyen hesabıma nasıl da erken ödeme cezası işletmeye başladıklarını gördüm.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Doktorun acil görmediği hasta, katılım payı ödeyecek

Başı ağrıyan da grip olan da katkı payı alınmaması sebebiyle acil servislere koşuyor. Veriler, acile başvuranların sayısının yılda 90 milyona ulaştığını gösteriyor.

Başı ağrıyan da grip olan da katkı payı alınmaması sebebiyle acil servislere koşuyor. Veriler, acile başvuranların sayısının yılda 90 milyona ulaştığını gösteriyor. Bu durum, ağır hastaları mağdur etmeye başladı. Her üç hastadan birinin acil servise gittiğine dikkat çeken Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, Zaman'a yaptığı açıklamada yığılmanın önüne geçmek için yeni bir karar aldıklarını söyledi. Bundan böyle, acilden giriş yapmak, katılım payından kurtulma anlamına gelmeyecek.

Doktor, muayene ettiği hastanın acil olup olmadığını online olarak işaretleyecek. Böylece doktorun acil görmediği hasta, eczaneden ilacını alırken katılım payı ödeyecek.

Hastanelerin acil servislerinde katkı payı alınmaması, hastaların bu servislere akın etmesine sebep oldu. Başı ağrıyan, grip olan, poliklinik yerine acil servise koşuyor. Bunun sonucu olarak acil servislerinde büyük yoğunluk yaşanıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre her üç hastadan biri acil servise gidiyor. Yılda acile başvuran hasta sayısı 90 milyona ulaştı. Bu durum, gerçek hastaların mağdur olmasına yol açıyor. Yığılmanın önüne geçmek isteyen SGK, yeni bir karar aldı. Doktor, muayene ettiği hastanın acil olup olmadığını online olarak işaretleyecek. Böylece doktorun acil görmediği hasta, eczaneden ilacını alırken katılım payını ödeyecek.

Zaman'a konuşan SGK Başkanı Fatih Acar, bu uygulamanın öncelikle gerçekten durumu acil olan hastaların sorunlarına çözüm getireceğini söyledi. Bu arada SGK, ilaç fiyatlarında yaşanan düzenlemeler sonrası ortaya çıkan sorunların çözümü için yeni bir adım daha attı. Daha önce 125 ilacın iskontosunu kaldıran kurum, 142 ilacın daha iskontosunu kaldırma kararı aldı. Böylece toplamda 267 ilaçta eski iskontolara dönülmüş oldu. İlaçta artan maliyet üzerine iskontolar yüzde 7,5 eklenerek yüzde 41′e çıkarılmıştı. Bu duruma tepki gösteren ilaç üreticileri, kimi ilaçları piyasaya vermemeye başlamıştı. SGK'nın aldığı bu son karar, sektör için büyük rahatlama getirecek. SGK Başkanı Acar, ilaçta son kez iskonto indirimine gittiklerine dikkat çekti.

Türkiye sağlık alanında çok önemli açılımlar yaparken özellikle ilaç harcamalarında büyük artış yaşanıyor. Global bütçe uygulamasına geçilmesine karşın geçen yıl ilaç harcaması öngörülen rakamın 1,1 milyar üzerine çıktı. Bunun üzerine Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK), tedbir olarak ilaç iskontolarının artırılması yönünde karar verdi. Ancak bu durum, ilaç üreticilerinin sert tepkisine yol açtı.

Çok sayıda ilaç piyasadan çekildi. Bunun üzerine SGK yeniden bir değerlendirme yaparak, çoğu kanser ve kan ilacı olan 142 ilaçta kamu kurum iskontosunda eskiye dönülmesine karar verdi.

Bu ilaçların piyasada bulunmaması gibi bir sorun artık yaşanmayacak. Acar, attıkları bu adımla hastaların mağduriyetinin önüne geçileceğini belirtti ve ekledi: "Vatandaşın yaşanan sorundan etkilenmemesi için son kez 142 ilacın iskontosunda eskiye dönüyoruz." İlaçta israfa dikkat çeken Fatih Acar, bu amaçla çeşitli adımlar attıklarını anlattı. Hastalardan katılım payı alınması uygulamasının kuruma gelir getirmek için değil, aşırı tüketimi önlemek ve talebi kontrol için konulduğunu söyledi. Bu amaçla aile hekimlerince yazılan reçeteler dahil olmak üzere reçetede yer alan üç kutudan sonraki ilave her bir kutu ilaç için 1 Türk Lirası katılım payı alınacağını söyledi. Ancak raporlu ilaçların bu kapsam dışında olacağını söyleyen Acar, "Örneğin bir reçetede 3 raporlu, bir de raporsuz ilaç varsa o raporsuz ilaç için 1 TL katkı payı ödenmeyecek. Ama örneğin 3 raporlu 4 de raporsuz ilaç varsa sadece bir kutu için 1 TL'lik katkı payı ödenecek. Ayrıca bir reçetede 3 çeşit ilaç yazılmış, ama bunlardan biri iki kutu yazılmışsa yine bu iki kutudan biri için 1 TL istenecek." dedi.

DOKTORA negatif performans NOTU

Gereksiz ilaç yazan doktorların kontrolü için negatif performans uygulamasına geçileceği bilgisini de veren Acar, reçetelerin yüzde 46′sının aile hekimleri tarafından yazıldığını aktardı. Acar'a göre, bu konuda hassas olunması şart. Bir reçeteye 10 ilaç yazıp hasta gönderilmemeli. Gerçekten o ilaca hastanın ihtiyacı varsa yazılmalı.

SGK'nın Türkiye bütçesinin yaklaşık yüzde 42′sini kontrol ettiğini anlatan Acar, bu yönüyle ülkenin en öneli kurumu olduklarını düşünüyor. Çünkü Türkiye'nin gider bütçesi 350 milyar TL. Bunun 161 milyar TL'lik kısmı SGK'da. Fatih Acar, özel hastanelerle ilgili yapılacak düzenlemelere de değindi. Acar, SGK ile anlaşması olan ancak bazı branşlarda anlaşma yapan özel hastanelerin bundan böyle bütün branşlarda hasta tedavisi yapmak zorunda olacağını anlattı. Acar, "Bizimle sözleşme yapan hastaneler tüm doktor ve branşlarını hastalara açmak zorunda kalacak. Sadece özel hastane değil, hekim de bu işten sorumlu olacak." dedi.

Yeşil kartlılar vize için teste alınacaklar

Yaklaşık 9,1 milyon yeşil kartın 1 Ocak'ta SGK'ya devredildiğini hatırlatan Fatih Acar, "Yeşil kartlılar, 1 yıllık vize süreleri doluncaya kadar aynı şekilde sağlık imkânlarından yararlanmaya devam edecek. Vize süreleri dolduğunda ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakıflarına gidecekler ve gelir testi yaptıracaklar. Gelir düzeyi asgari ücretin üçte birinden az olduğu tespit edilen kişiler, primleri devlet tarafından ödenerek sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecekler. Eğer geliri yüksek çıkarsa kademeli olarak prim ödeyerek sağlık hizmeti alabilecekler." dedi. Acar, uygulama ile yeşil kart hakkı olmadığı halde kullananların ayıklanacağını dile getirdi. Yeni dönemde özel hastanede tedavi olan hastalar, kendisine yapılan işlemlerin detaylı belgesini de görebilecek. SGK Başkanı Acar, hastaların ne kadarlık tedavi aldığını, ne kadar fark ücreti ödediğini, tahlil ve tetkikin ne kadar tuttuğunu, devletin kendisi adına ne kadar ödeme yaptığını görebileceğini anlattı. Hastanelerin hastaya bu belgeleri vermek zorunda olacağını söyledi.

Teknoloji üssü kuruyoruz kendi otobanımız olacak

SGK'nın günde 2 milyon provizyon alan bir kurum olduğunu söyleyen Acar, "Şu anda eczanelerimizin sıkıntıları bize intikal ediyor. Tabii kolay değil. Üç dönüm alan üzerine teknoloji üssü inşa edeceğiz. Yeni cihazları getirmek suretiyle, şu anki sistemi yedekleyeceğiz. 7-8 ay içinde hizmet genel müdürlüğü kurulacak, kesintiler ortadan kalkacak. Türksat'la görüşmelerimiz sürüyor. Yalnızca SGK'nın kullanacağı yeni internet hattı olacak. Yani şu an herkesin gittiği otobandayız. Bu otobandaki hizmet ağımızı ayıracağız, ayrı bir yol tahsis edilecek. Böylece sıkıntılar kalkacak." dedi.

TURHAN BOZKURT, İSA YAZAR ANKARA