23 Kasım 2009 Pazartesi

Kadınlar, birçok yönden erkeklerden daha güçlü. Ama konu yorgunluk olunca durum değişiyor!

Kadınların, birçok yönden erkeklerden daha güçlü oldukları doğru ama konu yorgunluk olunca durum değişiyor!

Yorgunluk uzmanları kadınların erkeklerden daha kolay yorulduklarını söylüyor! Neden böyle olduğu konusunda farklı düşünceler var. İşte kadınları daha yorgun yapan şeyler… 

KANSIZLIĞA DAHA SIK YAKALANIYORLAR

Yorgunluk şikayetine kadınlarda daha sık rastlanmasının en önemli nedeni kansızlık sorunudur. Özellikle demir eksikliği anemisi kadınlarda erkeklerden daha sık görülüyor. Demir eksikliğine bağlı kansızlık özellikle menopoz öncesi dönemde kadınlarda yorgunluk nedenlerinin ilk sıralarına yerleşiyor. Her ay periyot dönemlerinde kaybedilen kan birazcık artınca demir eksikliği başlıyor. Kadınlarda B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlığa da erkeklerden daha sık rastlanıyor. Özellikle "atrofik gastrit" hastalığı nedeniyle gelişen B12 vitamini eksikliği kansızlığa yol açmadan da yorgunluk yapabiliyor. Atrofik gastrit diğer bağışıklık hastalıklarında olduğu gibi kadınlarda daha sık görülüyor.

HİPOTİROİDİ KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Tiroid bezi yetmezliklerinin de kadınlarda erkeklerden daha sık ortaya çıkması kadınlarda yorgunluk şikayetini artırıyor. Her türlü hipotiroidiye, (özellikle Haşimato hastalığına bağlı hipotiroidiye) kadınlarda daha sık rastlanıyor. Ergenlik dönemi, hamilelik, hamilelik sonrası ve menopoz dönemleri kadınlarda "tiroidit" yani tiroid bezi iltihaplanması ile ilgili hipotiroidinin ortaya çıkması ihtimalini artırıyor.

Kadınları bazı doğal biyolojik değişimler de yorgunluğa eğilimli hale getirebiliyor. Bazı kadınlarda periyot dönemlerinde yorgunluk şikayetiyle daha sık karşılaşılıyor. Hamilelik ve menopoz dönemlerinde östrojen hormonu seviyelerinin azalıp çoğalması uyuklamaya veya uykusuzluğa sonuçta yorgunluğa yol açıyor. Yani kadınlar "yorgunluk tuzağı"na düşme bakımından biyolojik olarak da şanssızlar.

İŞTE DE EVDE DE ÇALIŞIYORLAR!

Kadınlar erkeklerden daha çok çalışıyor. Özellikle çalışan kadınların işi çalışma saatleri ile sınırlı kalmıyor. Eve dönünce erkek dinlenmeye çekilirken kadın çalışmaya devam ediyor. Yemek pişirmek, temizlik yapmak, evin düzenini sürdürmek çoğu evde hálá öncelikle kadınların görevi! Ayrıca, çocukların okul ödevlerinden giyimlerine, beslenmelerinden sosyal gelişmelerine kadar bir dizi problem de kadınların sorumluluk alanına bırakılıyor. Bazı kadınlar eğer ailede bakıma muhtaç ebeveynler varsa onların bakımlarını da üstleniyorlar. Kısacası evli kadınların işi pek kolay değil. Yorgunluk, bazen onlara bir yol arkadaşı kadar yakın olabiliyor.

NE YAPILABİLİR

Kadınsanız yorulmamanız ve "yorgunluk tuzağı"na düşmemeniz için ya çok becerikli, çok akıllı, ya da biraz vurdumduymaz, boş vermiş veya "dominant bir eş" olmanız gerekiyor! Evde sağlıklı ve güçlü bir eş, anne arayan erkeklerin en azından eşleri çalışıyorsa onların üzerinden bazı sorumlulukları almaları, yardımcı olmaya çalışmaları şart! Çalışmayan eşler için de daha fazla ilgi, iltifat, hoşgörü ve iş paylaşımı yorgunluk azaltıcı haplar kadar etkili olabiliyor. Kadınları hastalıklardan çok, hayat şartları, ev yaşamları, eşleri, çocukları ve işleri yoruyor.

Depresyon kadınlarda daha fazla

Kadınlarda, yorgunluğun daha sık görülmesinin ruhsal nedenleri de var. Depresyon, kaygı gibi ruhsal problemlere kadınlarda daha sık rastlanıyor. Kadınlar, erkeklere oranla daha detaycı ve hassas. Bu durum onları ruhsal travmalara daha açık hale getiriyor. Kadınlar daha duygusallar ancak duygularını ifade etmede erkeklere tanınan özgürlüklerden yeteri kadar istifade etmeleri her zaman mümkün olamayabiliyor. İşte bu ruhsal gelgitler kadın ruhunu incitebiliyor. Bazı yorgunlukların arkasında işte bu incinmeler yatabiliyor. Kısacası psikolojik veya motivasyonel yönden de daha şanslılar.

Hızlı diyetler ömrü kısaltıyor

İngiltere’de yapılan yeni bir çalışma hızlı zayıflatan diyetlerin özellikle çocuk ve gençler için ciddi bir sağlık tehdidi olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre hızlı kilo verdiren diyetler yalnız kansızlığa, saç dökülmesine değil, metabolizmanın bozulmasına yol açıyor. Haftada bir kilodan fazla zayıflatan hiçbir diyeti yapmayı kabul etmeyin.

Kafein kan basıncını nasıl etkiler

Kafein, kahve, çay, çikolata ve birçok alkolsüz içecekte bulunan hafif bir uyarıcıdır. Aşırı miktarlarda alındığında gerginlik, çabuk uyarılma, sinirliliğe neden olur. Kan basıncında ve kalp atım hızında artışa yol açar.

Kafeinin kan basıncını nasıl etkilediği tam olarak anlaşılamamıştır. Bir klinik araştırmada, düzenli olarak kahve tüketen kişilerin kan basıncının, kahve tüketmeyenlere göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bir başka araştırmadaysa, Amerikalı bilim adamları, düzenli ve yüksek miktarda kahve tüketen kişiler ile hiç kahve içmeyenleri karşılaştırmışlar ve kafein dozunu yükselterek kontrollerini sürdürmüşlerdir. Bir tür tolerans (uyum) geliştiğini ve vücudun giderek artan kafein dozuna alıştığını öne sürmüşlerdir. Bu uyumun çok kesin ve açık olmadığı anlaşılmış ve sağlık riskleri taşıyanların dikkatli olması gerektiği vurgulanmıştır.

En doğrusu "mantıklı ve akıllı" bir tüketimdir. Günde 200 mg kafein yeterli kafein miktarıdır. Bu rakamın üzerine çıkıldığında çeşitli yan etkiler görülebilmesi olağandır. Ayrıca, kan basıncını yükselten fizik aktivite programlarından önce kahve tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Çeşitli içecek ve yiyeceklerde bulunan kafein miktarı farklıdır. Değişik kahve markalarında bulunan kafein de değişik orandadır.

Kronik pelvik ağrı can sıkıcıdır

Karnın alt kısımlarında olan ağrılar 6 aydan uzun sürmekte ise, kronik pelvik ağrı sınıflandırmasına girer. Ağrı bazen devamlı, bazen gelip giden şekilde olduğu gibi, keskin acı veya dolgunluk şeklinde, günlük aktiviteleri sınırlandıracak şekilde olabilir. Sebep anatomik bir bozukluk (kist, myom gibi) ise cerrahi yolla tedavi edilebilir. Varislerin yaptığı dolgunluğun azaltılması veya yumurtlamanın durdurulması istenirse doğum kontrol hapları kullanılabilir. Fizik tedavi de faydalı olabilir.

 

 

20 Kasım 2009 Cuma

Besinlerin Saklama, Hazırlama, Pişirme Koşulları Nasıl Olmalıdır?

 Aldığınız yiyecek ve içecekleri eğer doğru şekilde depolar, hazırlar ve pişirirseniz besin değerini koruyarak sağlıklı beslenmiş olursunuz.

 Ülkemizde ve dünyada ölümlerin birinci nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Kalp ve damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden olan beslenme faktörü, yiyeceklerin pişirme yöntemleri ile doğrudan ilintilidir. Özellikle kızartılarak ve kavrularak yapılmış yemeklerde oluşan bazı zararlı maddeler kalp damar sağlığı başta olmak üzere sağlığa zarar verebilir.

 Yine vitamin, mineral ve diğer besin öğelerinin hazırlama ve pişirme esnasında kayba uğraması yeterli ve dengeli beslenememe ile sonuçlanır. Bunun sonunda da yine önemli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya gelebiliriz.

 Tüm yiyecek gruplarını ayrı ayrı irdeleyerek en doğru saklama, hazırlama ve pişirme yöntemlerini irdeleyelim.

  

 

Yiyecek

Depolama Şekli ve Süresi

Hazırlık

Pişirme Önerisi

Dana Eti

 

Buzdolabında 3-4 gün

Buzlukta 7-10 gün

Derin dondurucuda 3-4 ay

Dondurulmuş et, bir gece önceden buzdolabının alt bölmesine alınmalı, çözdürdükten sonra tekrar dondurulmamalıdır.

Kendi suyunda,

Haşlama,

Fırında,

Izgara,

Sebzeler ile beraber kendi suyunda

 

Tavuk

Buzdolabında 1-2 gün

Buzlukta 3-5 gün

Derin dondurucuda 1-3 ay

Dondurulmuş tavuk, bir gece önceden buzdolabının alt bölmesine alınmalı, çözdürdükten sonra tekrar dondurulmamalıdır

Kendi suyunda,

Haşlama,

Fırında,

Izgara,

Sebzeler ile beraber kendi suyunda

 

Balık

Buzdolabında 1 gün

Buzlukta 1-3 gün

Derin dondurucuda 1 ay

Pişirilmeden 1 saat önceden buzdolabının alt bölmesine alınmalı, çözdürdükten sonra tekrar dondurulmamalıdır.

Fırında, ızgarada, yağsız tavada, dumanlanma noktası düşük olan yağlar ve riviera zeytin yağında kızartma şeklinde, buğulama tekniği ile

Hindi Eti

Buzdolabında 2 gün

Buzlukta 7-10 gün

Derin dondurucuda 2-3 ay

Dondurulmuş hindi, bir gece önceden buzdolabının alt bölmesine alınmalı, çözdürdükten sonra tekrar dondurulmamalıdır

Kendi suyunda,

Haşlama,

Fırında,

Izgara,

Sebzeler ile beraber kendi suyunda

 

Kuru baklagiller

Işık ve hava almayan ambalajda, oda ısısında, tercihen kilerde

Bir gece önceden ılık su ile ıslatılmalı, ıslatma suyu dökülerek haşlanmalı, haşlama suyu dökülmemeli

Düdüklü tencere, çelik tencere yada fırın tekniği ile

Sebzeler

Taze sebzeler;

Buzdolabında 2-7 gün

Buzlukta 7-10 gün

Derin dondurucuda 3-6 ay

 

Kuru sebzeler;

Isı, ışık almayan oda ısısında bez keselerde 1 yıl

Taze sebzeler yıkandıktan sonra ayıklanmalı, soyulmalı ve fazla bekletilmeden pişirilmelidir. Tuzlu suda ovma, sirkeye yatırma gibi yöntemler C vitamini kayıplarını artırmaktadır.

Dondurulmuş sebzeler dondurucudan çıkarıldığı anda pişirmeye geçilmeli, çözdürülmemelidir.

Kendi suyunda pişirme, fırında, haşlama ve dumanlanma noktası düşük olan yağlar ve riviera zeytin yağında kızartma şeklinde

 

Süt

UHT süt kutu açılmadan oda ısısında son kullanma tarihine kadar saklanır. Pastörize sütler ise buzdolabında 2 gün .

Tatlı, krema, yemek soslarında ya da içmeden önce kullanılacağı sırada buzdolabından çıkarılmalı

Kullanılacağı yer göre değişebilir, uzun süre kaynatma besin değerinde kayıplara neden olur. UHT ve Pastörize süt içilecekse kaynatılmamalıdır.

Meyveler

Buzdolabında 2-7 gün

Buzlukta 7-10 gün

Derin dondurucuda 3-6 ay

Kurutulmuş meyve 1 yıl

Tüketileceği zaman yıkanmalı ve kesilmelidir.

Komposto ve tatlı yapımında kullanılan meyveler hazırlık aşamasından sonra bekletilmeden pişirilmeli.

Tahıllar

Hasattan sonra kuru, hava, ışık almayan ambalajında 1 yıl, buzdolabında 2 yıl

Pirinç pişirilmeden yıkanmalıdır. Tüm tahıllar pişmeden önce ayıklanmalıdır. Taş vb yabancı maddelerden arındırılmalıdır.

Düdüklü tencerede, suyla haşlama, su çektirme gibi yöntemlerle pişirilir. Haşlama suları dökülmemelidir.

 

 

 

Meyve ve sebzelerin gerçek mevsimlerini biliyor musunuz?

MEVSİMİNİ BİLİRSEK HORMONSUZ YEME  OLASILIĞIMIZ DAHA FAZLA

Meyve ve sebzelerin gerçek mevsimlerini biliyor musunuz?

Tarımdaki gelişmeler ve teknolojinin ilerlemesi nedeniyle hiç ummadığımız zamanlarda ummadığımız sebze ve meyveleri marketlerde görebiliyoruz. Hangi mevsimde hangi sebze ve meyve bulunur? sorusu da sıkça akla gelen bir konu oldu. Örneğin; çilek sadece bahar aylarında bulunurdu, geçen hafta markette reçellik çilek gördüm, kasım ayının ortalarında hala çilek bulunabiliyor.

Sağlıklı beslenmenin en önemli koşulu güvenli ve sağlıklı yiyecek seçimi. Bunun için sebze ve meyvelerin gerçek mevsimlerinde, bol bulunduğu aylarda tüketilmesi çok önemli. Aşağıdaki tablolarda ayrıntılı olarak verdiğim sebze ve meyve listesinin aynı zamanda alışveriş listesi yaparken de size rehber olacağını umuyorum.

 

 

SEBZELER

         Sebze adı

Bulunduğu zaman aralığı

Kuru Soğan

Her Ay

Patates           

Her Ay

Yeşil Soğan   

Temmuz, Ağustos, Eylül hariç diğer tüm aylar

Maydanoz

Her Ay

Marul 

Mayıs – Temmuz

Yeşil Salata-kıvırcık

Ocak – Mayıs ve Ekim – Aralık

Salatalık

Mayıs – Ekim

Dereotu

Her Ay

Kırmızı Lahana

Kasım – Şubat

Kereviz

Kasım – Mart

Karnabahar

Aralık – Şubat

Bezelye

Nisan – Haziran

Semizotu                                           

Mayıs – Eylül

Domates

Haziran – Kasım

İç Bakla

Mayıs – Haziran

Taze Bakla     

Nisan –Temmuz

Bamya

Temmuz – Eylül

Taze Kabak

Mayıs – Kasım

Pırasa

Kasım – Mart

Beyaz Lahana

Kasım – Şubat

Ispanak

Kasım – Mart

Havuç

Eylül – Mart

Salamura Yaprak

Her Ay

Taze asma yaprağı

Mayıs-Temmuz

Dolmalık Biber

Haziran - Kasım

Sivri Biber

Haziran – Ekim

Çarliston Biber

Haziran – Eylül

Taze Fasulye  

Mayıs – Eylül

Barbunya

Nisan-Eylül

Patlıcan

Haziran – Kasım

Pırasa

Kasım-Mart

Limon

Her ay

Turp

Ekim-Şubat

Pazı

Ekim-Mart

Sarımsak

Her ay

Taze nane

Her ay

Brokoli

Aralık-Şubat

 

 

MEYVELER

Meyve adı

Bulunduğu zaman aralığı

Elma (starking-golden)

Ekim

Elma-Yaz

Temmuz-Ağustos

Elma-Buzhane

Her ay

Portakal         

Ekim – Nisan

Mandalina                                         

Ekim – Şubat

Kayısı                                                

Haziran – Ağustos

Üzüm                                    

Temmuz – Kasım

Armut                        

Temmuz – Kasım

Muz                           

Kasım – Mart (Her ay)

Kırmızı Erik                                      

Mayıs – Ağustos

Mürdüm Erik

Ağustos-Ekim

Şeftali                                                

Haziran – Eylül

Nektarin

Temmuz-Eylül

Kiraz                                                 

Haziran

Vişne  

Temmuz-Ağustos

Çilek                                                  

Mayıs – Haziran

Yeşil Erik

Mayıs – Haziran

Ayva  

Ekim – Ocak

Malta Eriği

Nisan – Mayıs

Karpuz           

Haziran – Ağustos

Kavun

Temmuz – Kasım

İncir

Ağustos-Eylül

Bal kabağı

Şubat-Mayıs

 

14 Kasım 2009 Cumartesi

Dostça tavsiyeler....

SAĞLIK:

1.  Çok su için.
2.  Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de

      dilenci gibi yiyin.
3.   Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve

      fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4.   3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji,

      heyecan ve duygu paylaşımı).
5.   Meditasyon, yoga ve dua yapacak zaman yaratın.
6.   Daha çok oyun oynayın.
7.   2008'de okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun .
8.    Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.
9.    7 saat uyuyun.
10.  Hergün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken

       gülümseyin.


KİŞİLİK:


11.  Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların
       seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
12.  Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere

        sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an
        için harcayın.
13.   Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.
14.   Kendinizi çok da ciddiye almayın.
15.   Kıymetli enerjinizi gevezelikle, dedikoduyla boşa harcamayın.
16.   Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
17.   Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır.

         İhtiyacınız olan herşeye zaten sahipsiniz.
18.   Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını

         hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar..
19.    Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok

         kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
20.    Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.
21.    Sizden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu

         değildir.
 

22.    Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada

         olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip
         giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu  devam
         ettiği eğitim programının bir parçasıdır.
23.   Daha fazla gülümseyin ve gülün.
24.   Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı

         fikirde olmamak için anlaşın.


SOSYAL YAŞANTI:


25.   Ailenizi sık arayın.
26.   Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.
27.   Herkesi herşey için affedin.
28.   70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit

         geçirin.
29.   Hergün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1

        kişiye "GÜNAYDIN" deyin.
30.   Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü sizi

         ilgilendirmez.
31.   Hasta olduğunuz zaman işin sana bakmamalı. Arkadaşların

        bakmalı. Onlarla temasta olun.


HAYAT:


32.   Doğru şeyi yapın!
33.   Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan herşeyden uzak

        durun.
34.   ALLAH herşeyi iyileştirir.
35.   Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.
36.   Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve

         ortaya çıkın.
37.   En iyisine henüz sıra gelmedi.
38.   Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için ALLAH'a

        şükredin.
39.  Maneviyatınız daima mutludur. Öyleyse mutlu olun.