30 Haziran 2008 Pazartesi

Bembeyaz dişler

Bembeyaz dişlere sahip olmak için uygulanan bleaching son zamanlarda en çok tercih edilen yöntem...

Dünyanın en güzel kadını, en yakışıklı erkeği bile olsanız, lekeli ve sararmış dişlerle güldüğünüzde tüm cazibeniz söner. Oysa, gülümseme; karşıdaki kişi üzerinde bırakılan ilk etkidir... Harika bir gülüşe sahip olmanın sırrı; inci gibi bembeyaz sıralanmış dişlerde gizlidir. Ve günümüzde artık öğle tatili operasyonları'nda sararmış dişleriniz bir saatlik basit bir işlemle bembeyaz oluyor. Bleaching yöntemi sayesinde (diş beyazlatma) beyazlamış dişlerinizle siz de bir saat sonra iş yerinize daha mutlu bir insan olarak dönüyorsunuz. Diş muayenehanelerinde bir saat içinde diş beyazlatmak mümkün. Genellikle sarı diş renklerini muayenehanelerde bir saat içinde üç dört hatta daha fazla renk skalası kadar beyazlatmak mümkün. Fakat bazı dişler vardır ki; örneğin çocukluğunda diş gelişimi sırasında 'tetrasiklin' grubu antibiyotik kullananlarda veya florlu su içenlerde, dişlerin rengi koyu gri ve çok koyu sarı renkte olabilir. Böyle dişler beyazlatmaya karşı inatçıdır ve sonuç alınmayabilir. Böyle durumlarda daha uzun süreli tedavi yapılmalı, mesela ev tipi beyazlatmayla desteklenmeli. Kalıcı ve geri dönmeyen bir beyazlatma isteniyorsa o zaman da 'lamina' adı verilen, ince bir porselen uygulanabilir. Bu tip bir tedavide dişin sadece ön yüzeyi aşındırılır ve ölçü alınarak hastaya uygun diş rengi, şekli ve formuna göre laminalar hazırlanıp yapıştırılır. Estetik beklentinin yüksek olduğu ya da çok sayıdaki dişin şekil ve renk değişimini sağlamak gerektiğinde, porselen laminayı kullanıyoruz.

Bembeyaz dişlere sahip olmak için uygulanan diş beyazlatma işlemi (bleaching) özellikle son zamanlarda pek çok kişinin tercihi. Konu hakkındaki bilgileri Plusdent Diş Kliniğinden Diş Hekimi Onur Öztürk veriyor. Diş beyazlatma işlemi iki şekilde yapılabiliyor. Bunlardan birincisi ofis tipi beyazlatma diğeri ise ev tipi beyazlatma...

Her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, tedavinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne bağlıdır. Dişlerin beyazlaşmaları öncelikle başlangıç renkleri ile ilgilidir. Sarı tonu dişler kolaylıkla 6-8 ton beyazlayabilirken, yeşil-gri tonundaki dişlerin beyazlaması daha zor olmaktadır. Kısacası beyazlama miktarı kişiden kişiye değişmekle birlikte hekiminiz ilk seansta dişlerinizin ne kadar beyazlayabileceği hakkında yaklaşık bir bilgi verecektir.

Ofis Tipi Beyazlatma( Bleaching)

Mutlaka diş hekimi kontrolü altında klinik koşullarında yapılması gereken bir işlemdir. Beyazlatma jelinin dişe uygulandıktan sonra bu jelin ultraviyole ışık ya da lazerle aktive edilmesi sonucu dişin içindeki renkli sıvının dişten uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Bu işlemde kullanılan etkin madde hidrojen peroksit ya da türevi olan karbamit peroksittir. Ofis tipi beyazlatma işleminde 1 seans ya da 2 seansta istenilen beyazlık genelde sağlanır.

Elde edilen beyazlık 1 senelik periyotlarla kontrolü yapıldığı takdirde 3-4 sene kadar korunabilir. Bu süreç sigara, kahve ve renklendirici gıdaları çok kullananlarda kısalabilir ancak 6 ayda bir yapılacak kontrollerle ve beyazlatma işleminin bir seans tekrarlanmasıyla beyazlığın 3-4 yıl korunması sağlanabilir.

Ev Tipi Beyazlatma (Bleaching)

Genelde ofis beyazlatma işleminde kullanılan solüsyonların daha düşük derişimli olanlarının evde kullanılması ile yapılan beyazlatma işlemidir. Hastanın ağzından alınan kayıtlara göre özel olarak hazırlanmış diş kılıflarının içine bu jellerin konularak dişler üzerine uygulanması ve ağız ortamında 2 - 3 saat kadar tutulması ile uygulanır. Bu işlem ile elde edilen beyazlık ofis tipine nazaran daha uzun sürede elde edilir. Tercih olarak uygulama zamanı, kılıflarla konuşma güçleştiği ve yemek yerken problem yaşanacağı için akşam saatleridir. Ev tipi beyazlatma işlemi diş rengi çok koyu olan ya da dirençli vakalarda ofis beyazlatma işlemi ile beraber kombine uygulanabilir.

- Beyazlatma işlemi sırasında dişlerin beyazlatılması kullanılan jellerin ağız içerisindeki yumuşak dokularla (dudak. Yanak gibi) temasından kaçınılmalıdır. Aksi takdirde tahrişler oluşabilir.

Beyazlatma İşleminden sonra dikkat edilmesi gerekenler
- Beyazlatma işleminden sonra özellikle 2 hafta kadar çay, kahve, yoğun renkleştirici içeren meyve suları ve kırmızı şarap gibi içeceklerin yanı sıra salçalı besinlerin de az tüketilmesi gerekir. Sık tüketilmesi sararmanın daha çabuk geri dönmesini sağlayacaktır. Ayrıca sigara ve benzeri tütünlü ürünlerden de uzak durmanız gerekir.

- Diş beyazlatmanın bilinen en yaygın yan etkisi diş hassasiyetidir, yine bunda da diş hekiminizin uygulayacağı veya önereceği hassasiyet giderici ürünler bunun azalmasını sağlayacaktır. 24 saat süreyle çok sıcak-soğuk besinleri tüketmeniz hassasiyetinizi arttırabilir.

ntv

Kan'la ilgili herşey.

Bana Kan Grubunu Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyim

*Tek damlası bile değerli olan, damarlarımızda taşıdığımız kan hakkında neleri biliyoruz.
Ya bilmediklerimiz....
Vücut ağırlığının % 7- 8´ini kan oluşturuyor.
Tek bir damlası bile birçok konuda etken.

**Çeşitleri karakterimizi belirliyor, özelliklerinin değişmesi hastalıklara yol açıyor.
Dikkat kan aranıyor! Radyolardan sık sık duyduğumuz bir anons bu.
Belki, o anda bunun önemini düşünmeyiz ama,
en basitinden bir yerimiz kanadığında damlayan kanın ne derece değerli olduğunu anlarız.
Hepimizin de bildiği gibi, kan vücudumuzdaki en önemli yapı taşlarından biri...
**Damarlarımızda dolaşan ve birçok hayati fonksiyonu bulunan bu kırmızı renkli sıvının en önemli görevi hücrelere oksijen taşıması...
Ayrıca hayati önemi olan maddeleri hücrelere taşıyor ve zararlı olan metabolizma artıklarının dışarı atılmasını sağlıyor.
Kan bedenimize canlılık vermek için yaratılmış bir yaşam sıvısıdır.
Bedenimizde dolaştığı sürece onu ısıtır, soğutur, besler, korur, ona enerji verir ve içindeki zehirli maddelerin atılmasını sağlar..
Bedenimizdeki haberleşmenin neredeyse tamamını üstlenir.
Ayrıca damarlarda oluşan her yırtığı anında kapatır.
Sistem böylelikle kendini sürekli olarak yeniler.

** Dünyada kan gruplarının dağılımı :
*Her 100 kişiden 40'ı 0 RH pozitif**
*Her 100 kişiden 7´si** 0 RH Negatif** *
*Her 100 kişiden 34´ü**A RH pozitif**
*Her 100 kişiden 6´sı** A RH Negatif** *
*Her 100 kişiden 8´i** B RH Pozitif** *
*Her 100 kişiden 1´i** B RH Negatif** *
*Her 100 kişiden 3´ü** AB RH Pozitif** *
*Her 200 kişiden 1´i* AB RH Negatif** *

*En eski kan grubunun "0" grubu olduğunu belirtiliyor.
"Herkes 0 grubuyken insanlar çok küçük bir alanda yaşıyorlardı,
aynı yemeği yiyor, aynı organizmaları soluyorlardı ve bu yüzden değişim gereksizdi.
Ancak nüfus arttığında ve göçler hızlandığında değişimler ivme kazandı.
Sonrasında gelişen A ve B gruplarının geçmişi ancak 15 bin - 25 bin yıl öncesine uzanıyor.
AB grubu ise çok yenidir." **
0 grubu "avcı", A grubu "çiftçi", B grubu "göçebe" ve AB grubu "modern" olarak değerlendiriliyor** *
*Kan gruplarına göre kişilik tahlili** **
0 grubu : Kendine güven, cesaret.** **
A grubu : Sinirli ve hassas.** **
B grubu : Uyumlu ve yaratıcı.** **
AB grubu : En çekici ve ilginç...**
** **En cesur ve güçlü " 0" grubu** **
Bu kan grubu taşıyan herkes gücü, dayanıklığı, kendine güveni, cesareti, sezgiyi ve iyimserliği genetik hafızalarında taşırlar.
Melodik mizaç özelliğine sahiptirler.
Bunlar yaşamın tadını en iyi çıkaran, dünya nimetlerinden en geniş biçimde yararlanan kişilerdir.
Hayati bir melodi gibi yaşar ve kavrarlar. **
İçinde bulundukları ortama çok iyi uyum gösterirler.
Tüm insanlarla ve bütün varlıklarla anlaşırlar.
Onlara ters düşmeden, olumlu ilişkiler kurmayı başararak yaşarlar.
Bu engin uyum düzeni içinde, önlerine sunulan olanaklardan rahatlıkla yararlanırlar.
Amaçladıkları sonuca, büyük uğraşlara kalkışmadan, kolayca ulaşırlar.
Onların bu başarılarındaki en büyük etken, dış dünyayla, sudaki hidrojenle oksijen gibi uyumlu olmalarıdır.**
Modaya, havaya, zamana hemen uyuverirler.
Herhangi birine çok değişik ve ters gelebilecek bir ortam düşünelim.
Onlar bu ortam içinde dağılıp şaşırmaz, ürküp sinmez, bir köşeye çekilip donup kalmazlar.
Hemen uyum gösterirler.
Sivri ve uç düşünceleri, aykırı fikir ve eğilimleri yoktur.
Sağlıklı bir bünye ve iyimserlikle desteklenmiş liderlik özellikleri (güç, etki, güvenirlik)
ve başarı için gerekli güdüler size kalan 0 grubu mirasıdır.**
** **En paylaşımcı "A" grubu**

Kalabalık insan toplulukları ve yerleşik ama daha kırsal yaşam gerilimleri baş edebilmek üzere ortaya çıkmıştır.
Psikolojik özelliklerinin bazıları, kalabalık çevresel kitlelerin ihtiyaçlarına katlanabilmekle gelişir.
Uyumlu mizaç özelliğine sahiptirler.
Bu grup içinde yer alanlar, duyan, hisseden, sürekli olarak araştıran, çevrelerindeki kişiler ile bağlantı ve uyum
sağlamaya çalışan kişilerdir.
Dış dünyadaki tüm değişikliklere karşı duyarlıdırlar.
Ancak aşırı duyarlılıkları, çevrelerinde büyük uyum güçlüğüne düştüklerinde onların geriye doğru kaçmalarına
ve içlerine kapanmalarına neden olur. **
Uyumlular, içinde bulundukları toplumun en ilgi çekici ve en renkli varlıklarıdır.
Ancak dayanma ve uyum sağlama yeteneklerinin yetersiz kaldığı ortam ve koşullarda çözülürler.
Acınacak, zavallı insanlar olurlar. **
Büyük bir olasılıkla, bu oluşumun içindeki bireyde olması gereken en önemli özellik, paylaşımcı yapıdır.
İlk A´lar, karmaşık bir hayatın meydan okumalarına karşı duyarlı, kurnaz, istekli ve akıllı olmak zorundaydılar. **
Ancak bütün bu niteliklerin tek bir yapıda toplanması gerekiyordu.
Belki de bu bugün bile A´ların daha gerilimli bir yapıya sahip olmalarının bir nedenidir.
Sıkıntılarını içlerine atarlar. **
Fakat patladıklarında da dikkatli olmalısınız.
O gruplarının çok başarılı olduğu gerilimli ve sıkışık liderlik pozisyonlarına A´lar pek uygun değildir.
Bu onların lider olamayacakları anlamına gelmiyor.
Ama içgüdüsel olarak, çıkar gözeten liderliği istemezler. **
A kan grubunda diğer gruplardan daha az grip görüldüğü bilinmektedir.
Ayrıca virüslerin etkisi, AB grubunda da diğer gruplara göre daha azdır.**
En uyumlu "B "grubu**

Irkların karışması, yeni topraklar ve yabancı iklimlerle karşı karşıya kalan ilk B gruplarının
yaşamlarını sürdürebilmek için uyumlu ve yaratıcı olmaları gerekiyordu. **

B grupları yerleşik A grupları kadar düzenli ve uyumlu bir konfora gereksinim duymazken,
'' 0 '' gruplarından da daha az kararlılık sahibidirler.
Bu özellikler B gruplarının her hücresinde mevcuttur.
Biyolojik olarak B gruplar diğer gruplardan daha uyumludur.
Ritimli mizaç özelliğine sahiptir.
Davranışlarında akılcı, sistemli, düzenli ve iradelidir.
Başkalarının tepki ve eğilimlerini dikkate almaksızın, kendi düşünce ve kararları doğrultusunda ilerler.
Onu bir demiryolu üzerinde giden, önüne çıkan engelleri ezen veya birlikte sürükleyen bir lokamotife benzetebiliriz. **
Çevrelerine egemen olmak ve yönetmek isterler.
Gözüpek, inatçı, otoriter ve serttirler.
Mantık ve irade, onlarda daima duygulardan daha önce gelir.
Bu mizaca sahip bulunanların tipi, asker, uzman ve danışmandır. **

Bir çok yönüyle B grupları bütün olası seçeneklerin en iyisine sahiptirler.
A gruplarının zihinsel ve duygusal olarak uyarılmış edimlerinin yanı sıra
0 gruplarının saldırgan ve keskin fiziksel tepkilerine ait öğeleri de içlerinde barındırırlar. **
B gruplarının farklı kişiliklerle daha kolay ilişkiye girebilmelerinin nedeni,
genetik doğaları gereği daha uyumlu olmalarındandır.
Çünkü kendilerini rekabet ve savaşlara karşı daha az eğilimli hissederler.
Onlar diğerlerinin bakış açısından da bakabilirler.
Empati yetenekleri vardır. **
En çekicisi "AB" grubu

Bu grup sinirli ve hassas A´ larla dengeli B´lerin birleşmesiyle oluşmuştur.
Sonuç ise tinsel, yaşamın özellikle sonuçlarının pek farkında olmadıkları bir takım etkenlerini kucaklayan,
biraz parça parça bir karakterdir.
Kompleks mizaç özelliği gösterirler.
Diğer üç mizacın tüm özelliklerini, karmaşık ve karışık bir biçimde bu kümede yer alan kişilerde görülür.
Bu üç özellik, farklı yoğunluklarla bir arada bulununca, kişi birbiriyle uyuşmaz eğilimlerin elinde adeta oyuncak olur. **
Böyleleri, dengeleri için gerekli olan dinamik bir düzenleme, güçlü bir irade ve iyi bir disiplinle karşılaşana değin,
çelişen, karmaşık duygu, düşünce ve eğilimlerin elinde bocalayan, kaprisli, kararsız ve tutarsız bir kişi olur çıkarlar.
Bununla birlikte çevrelerine önem vermeleri, sosyal tutum ve yargıları önemsemeleri,
mantıklı düşünme yetisine sahip olmaları gibi olumlu yönleri onları başarıya ulaştırabilir." **
Çoğu kez onlar detaylarla uğraşıp kendilerini yormazlar.
AB grubu, kan grupları arasında en çekici ve en ilginç olanıdır.
Ama onların doğal karizması ardında hep kırık kalpler bırakır. **

Kan grupları arasında AB çok ender görülür.
A grubuyla B grubunun karışmasından meydana gelen bu kan grubuna dünya nüfusunun ancak %5 ´i dahildir.
Ve de bu grup, kan gruplarının en yenisidir.
Bundan 10-12 yüzyıl öncesine kadar böyle bir kan grubu yoktu.
Doğudaki istilacı güçlerin batıdaki ülkeleri ele geçirmeleri üzerine farklı uluslar birbirlerine karıştılar.
Doğuyla batı uygarlığının karışması sonucunda AB kan grubu ortaya çıktı.
M.S. 900 yıllarından itibaren AB kan grubu oluştu.
A ve B gruplarındaki Avrupalılar´ın evlilik yoluyla bir araya gelmedikleri kesindi.
Ancak doğudan batıya akın başladıktan sonra farklı kan grupları birleşebildi.** *
*Kan grubu-Kişilik ilişkisi**

Kan gruplarının insan kişiliği ile yakından ilgisi olduğu anlaşıldı.
Japon uzmanlar farklı kan gruplarının erkekler ve kadınlar üzerindeki etkilerini konu alan bi araştırmasının
sonuçlarını açıklarken, "İnsan vücudunun kimyası ile kişilik arasında önemli bağlar var.
Kan grupları bunlardan biri." dedi
A Grubu Kadını **
Para harcamasını çok sever.
Seksi iç çamaşırlarına düşkündür.
Çocukları çok sever ve çocuk sahibi olduktan sonra eşini ihmal eder.
Değişikliği seven biridir.**
A Grubu Erkeği**
Düzenli yaşamayı sever.
İyi bir dost ve konuşmacıdır.
Birlikte olacağı kadını seçerken çok titiz davranır.**
B Grubu Kadını**
İstek doludur.
Sekse hiç hayır demez.
Para konusunda eli ya çok açıktır ya da cimridir **
B Grubu Erkeği**
Özgürlüğünün sınırlanmasından nefret eder.
Kadınlara saygısı sonsuzdur.
Hep neşe dolu bir aileye sahip olmak ister.
Yemek konusunda son derece titizdir.**
AB Grubu Kadını ** **
Erkeklerin yüreğini hoplatan elbiseler giymeye bayılır.
Para konusunda tutumludur.
Yemek pişirmekte, mükellef bir sofra hazırlamakta üzerine yoktur. **

AB Grubu Erkeği** **
Aile içinde mutlaka sözünün dinlenmesini, isteklerinin yapılmasını ister.
Hoşgörülü ve kararlıdır. En iyi aşıklar bu gruptan çıkar.
Eşine ev işlerinde yardım etmekten çekinmez. **
0 Grubu Kadını** **
Mutfak masraflarından kısarak kendine hoş elbiseler alır.
Çocukları biraz ele avuca geldiğinde hemen çalışma hayatına dönmek, toplumdaki yerini almak ister.
Yemek yapmakla fazla uğraşmak istemez. Pratik yemekleri tercih eder. **
0 Grubu Erkeği** **
Aşık olduğu zaman birlikte olduğu kadını çok kıskanır.
Kalabalığı sevmez.
Son derece hareketli, çalışkan ve hırslıdır.
Sevgilisine ya da eşine sık sık hediye almayı sever.*

Kaynak ?

sele zeytin; tuzlama nasıl yapılır?

malzemeler:

2x3 kg'lık pet turşu bidonu
2x3 kg'lık yapılmamış siyah zeytin
2 kg kaya tuzu
(selelik zeytin aralık ayında alınmalı, en güzel olduğu dönem o dönemdir.)

zeytin seçimi : zaten görünce bu zeytinden adam olur mu olmaz mı diye anlayacak iç güdülerin yoksa hiç başlama derim. ama çekirdeği ufak ve etli zeytin tercih edilmelidir.

Yapılışı :

Zeytin yıkanır temizlenir.
Bidonların diplerine birer avuç dolusu kaya tuzu konur.
Üzerine; tuzlar gözükmeyecek kadar zeytin yerleştirilir.
Sonra üzerine konan zeytinlerin üzerine tekrar kaya tuzu konur. Zeytinlerin arası kaya tuzuyla sıvazlanacak şekilde/kadar kaya tuzu eklenir.
Bu işlem kullandığımız kabın en üstüne kadar tekrarlanır.
(hö diyebilecek olanlar için peşinen edit: yani her seferinde aynı işlem yapılır)
Sonrasında; yani bidonun en üstüne geldiğimizde, kaya tuzu konularak kapatılır.

işlem bittek sonra bidonlar; güneş görmeyen serin bir yerde dik bir şekilde 2 hafta bekletilir.
Bu bekletilme süreci zarfında, kaya tuzları bir nebze eriyecek ve suyu bidonların altına birikecektir.
Bidonların dibinde biriken su 2 parmak kalınlığına geldiğinde bidonları açıp suyu süzülür.
Bu işlem, bu iki hafta süresince su bahsettiğimiz seviyeye geldikçe tekrarlanır.

2 hafta sonunda :
2 hafta sonunda zeytin bidonları 1 ay süresince yan yatırılır.
Bu süreç zarfında gün içerisinde ve her gün bidonların yüzeyleri döndürülür. yani yuvarlanır.
1 ay sürer bu.

sonra zeytinler tepsiye serilir/dökülür
üzerindeki tuzu yıkama yapmadan temizlenir, (elimizle)
sonrasında üzeri açık bir kaba konur arada sırada karıştırılır ve bu işlem kuruması gerçekleşinceye kadar gün, tekrar edilir.

zeytinler iyice kuruduktan sonra başka bir kaba konur.

bundan sonrasında ise herhangi bir şey kalmamıştır.

tek yapmanız gekeren :

gerektiği/tüketeceğimiz kadarını kaptan çıkartıp, ( yaklaşık maksimum 500gr'dır)

zeytinyağı-limon sosundan geçirdikten sonra afiyetle yiyebilirsiniz.


sonuç:

içinde herhangi bir katkı maddesi olmayan, doğal sağlıklı ve oldukça lezzetti zeytin üretmiş olduk. Üstelik piyasanın yaklaşık 1/4'üne de maletmiş olduk.

Ateş Pahası

ATEŞ PAHASI


Kanuni Sultan Süleyman, adamlarıyla birlikte avlanmaya çıkmıştı. Bir ceylanın peşinden koşarlarken zamanın nasıl geçtiğinin ayırdına varamadılar.

"Biz nerelere geldik böyle?" diyerek çevrelerine bakındıklarında hava kararmaya yüz tutmuştu.

Gök kararmakla kalmamış, şiddetli bir rüzgar ve ardından da savruntulu bir yağmur bastırmıştı. Hünkar ve adamları, bu dağ başında bulabildikleri bir kulübeye kendilerini zor attılar.

Sığındıkları kulübede, geçimini odunculuk yaparak sağlayan yoksul bir köylü yaşıyordu. Adamcağız bu Tanrı konuklarını içeri aldı, onlara elinden geldiğince yardımcı olmaya başladı.

Padişah kendini özellikle tanıtmak istememişti; ama yoksul oduncu onun kim olduğunu anlamakta gecikmedi. O nedenle ocağa büyük büyük odunlar atıp kulübeyi iyice ısıttı.Bir de sıcacık çorba ikram etti.

Dışarıda hem ıslanıp hem üşüyen padişah ve adamları bu durumdan pek memnun kalmışlardı. Geceyi orada rahatça geçirdiler. Hatta padişah bir ara çevresindekilere, "Doğrusu şu ateş bin altın eder" diye de söylendi.

Ertesi gün yola çıkmadan önce padişah oduncuya önce memnuniyetini bildirdi:

"Efendi! Bizi ihya ettin. Harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik" dedi ve sordu:

"Söyle bakalım borcumuz ne kadar?"

Oduncu, kırk yılda bir eline geçen bu olanağı değerlendi ve parayı biraz yüksek söyledi:

"Bin bir altın yeter, beyzadem" dedi.
"Çok fazla istemedin mi?"diye soran padişaha.
"Yemek ve yatak bedeli bir altın,ateşin bin altın ettiğini de zaten siz söylediniz."dedi.

Padişah adamın kıvrak zekası karşısında gülümsedi ve bin altını ödedi.

ATEŞ PAHASI sözü buradan gelir.

KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER

Artık eski insanların hoşgörüsünü yeni nesilde görmek olanaksız. " Başkalarını beğenmemek, herşeyi ben bilirim " demek moda oldu. Oysa başkalarını dinlemek onlardan bir ders çıkarmak ne kadar da önemlidir. Eskilerin geçirdiği tecrübelerden yararlanıp, yol haritamızı çizmek kadar güzel bir şey olabilir mi ? Orson Wells' in " I know what is to be young. But you do not know what it is to be old " şarkısını bilmeyen yoktur sanırım.
Bizleri bu duruma hangi olaylar getirdi acaba ? Sıkıcı apartman hayatı ile kaybolan komşuluk ilişkileri mi ?
Eldeki para ile geçinemeyip te, temel ihtiyaçları bile alamayınca evde başlayan huzursuzluklar mı ?
Kişinin üretime geçmeden aşırı tüketmesi sonucu girdiği bunalım mı?
Üçbeş kişinin bir araya geldiği zaman yaratıcı bir konuşma yerine sürekli geyik muhabbeti yapması mı ?
Kişinin kendisine güvenmemesi sonucu Kız erkek arkadaşlığına sürekli tek taraflı karşı çıkması ve sonunda da kızların sadece yatılacak birer insan türü olduğunun zan edilmesimi ?
Kırsal kesime yatırım yapılmaması sonucu, meydana gelen göçlerle kent kültürünün bozulması mı ?
Bundan yıllar önce hiç ortada bile yok iken bir siyasinin ortaya türban meselesini atması mı ?
Ortalığı dolandırma mantığı ile zengin olup, başkalarını küçük görme hastalığı mı ?
Televizyon kanallarında hiç bir iş yapmadan kral ve kraliçe gibi yaşayıp ta insanları dürüstlükten uzaklaştıran diziler mi ?
Eğlence, yarışma, moda programlarında seyrettiğimiz genel kültürü olmayan bazı ünlü sanatçı geçinenler mi ?
Herkesin üniversite mezunu olmasını zorlayan ama mezun olduktan sonrada bir iş sağlamayan sistem mi ?
Nedir bizi böylesine hoşgörüsüz yapan acaba ?
Kendi yurdunu işgale gelen ve bu topraklarda ölenleri bağrına basan bir toplum, şimdi kendi insanına yardım elini uzatmıyor ?
Bir felakette göndermek istediğiyardım malzemesinin yağmalanacağını, ihtiyaç sahibine ulaşmayacağını umuyor. Bu insanlarımızın aklına bu düşünceleri sokan kişilerde mi hata ?
Demokrasi kavramını mı anlayalamıyoruz yoksa.
Kendi özgürlüğümüzün başkasının özgürlüğünün başladığı yerde kısıtlanabileceğini kabul edemiyoruz mu ?
Neden bu güzel yurdun güzel insanı olamıyoruz ?
Uzlaşma yollarını neden kapatıyoruz. ?

Alıntı,

Sevgi ile kalın

Ambrose Bierce

İş adamı ticari bir takip içindedir. Ticari olarak takip edilen şey ise paradır.

Ambrose Bierce

29 Haziran 2008 Pazar

Başarının bedeli

Kağan Ünver

“Hayatın temel prensibi: Etki - Tepki”



Gecenin bir yarısında nereden aklıma geldiğini bile bilemiyorum aslında. Hayatın hep etki – tepki üzerine kurulu olduğunu benimsemişimdir daima. Bu nedenle de, bu noktadan yola çıkarak düşüncelerimi açmaya çalışmak istedim. Birkaç haftadır, siteye yazı yazamadım.

Oldukça yoğun bir tempodayım çünkü. Hangimiz değiliz ki? Hepimiz sorulduğunda “çok yoğunum, vaktim kalmıyor, kendime zaman ayıramıyorum” gibi mesajları vermeye her zaman hazırız. Yaşamın bu yoğunluğunu aslında kendimiz istiyoruz. Hatta seviyoruz. En azından benim için böyle. Bu yaşam mücadelesini sürdürürken elbette hepimiz bir şeyler istiyor, bir şeyler bekliyoruz. Hayatımızdan her daim beklentilerimiz var. Mutluluk bekliyoruz, huzur bekliyoruz, çok para kazanmayı bekliyoruz; güzel ve çekici (hatta mümkünse zengin) biriyle evlenmeyi bekliyoruz, işe girmeyi bekliyoruz, işimizde yükselmeyi, müdür olmayı bekliyoruz... Bu istekler uzun bir sıralama ile devam ediyor.

Beklentilerimiz daima var. Şimdi bu beklenti kısmının biraz da farklı açılardan analiz edelim. Hedef koymaya gelince de başarabiliyoruz kısmen de olsa. Ancak çoğu zaman değerlerimizi, neleri temsil ettiğimizi, 3, 5 ya da 10 yıl sonra kendimizi nerede görmek istediğimizi, bu noktaya gidilebilmek için neler yapılması gerektiğiniz ise düşünmeyebiliyoruz.

Daha da ciddi bir sorum var aslında!.. Beklentilerimiz, hayallerimiz, hedeflerimiz güzel de... Peki, biz bunun bedelinin ne olduğunu biliyor muyuz? Ya da biz bu bedeli peşin olarak ödemeye hazır mıyız? Yanlış duymadınız, evet, bedeli peşin peşin ödemekten ve sonra hayatın en büyür erdemlerinden bir olan sabır ile sonuca ulaşmak için kararlılık ve dirayet ile mücadele etmekten bahsediyorum. Kararlılıktan, öz disiplinden bahsediyorum. Ama önce diyorum ki; hayat “ne ekersen onu biçersin” kavramı üzerine kurguludur.

Zaman zaman üniversitelerde gerçekleştirdiğim seminerlerde genç arkadaşlarla konuşuyorum. Hepsinin profesyonel ve özel yaşamdan beklentisi o kadar çok ki… Bu çok güzel, harika! Ancak çoğu kimse, bu beklentilerinin karşılığında önce bedel ödemesi gerektiğini kabullenmek istemiyor. Çoğunluğumuz, armut pişip ağzımıza düşsün diye bekliyoruz.

Günümüzde armut hayalleri peşinde koşmamak, gerçeklerin peşinde koşmak gerekiyor. Yani istek ve hedeflerimizi belirlemek ve belirledikten sonra ise, bunlar ulaşmanın bedellerinin neler olduğunu ve o bedeli peşinen ve nakit (yani kredi kartı veya taksit ile değil!) ödemeye hazır olup olmadığımızı anlamamız gerekiyor.

İşte belki de bu noktada binlerce yıldır birçok öğretinin temelini oluşturan “kendini tanı” kavramı karşımıza çıkıyor. Kişinin kendi gerçekliklerini bilmesi, kendini tanıyıp, farkındalığını artırabilmesi üzerinde bir kavram oluşuyor.

Ne istersek isteyelim ve ne yaşamayı dilersek dileyelim, önce bedelinin ne olduğunu iyi analiz etmek gerekir. Sonra da o bedeli ödemenin hazırlığını...

Yönetici olmayı istiyorsak, bunun gereklerini iyi analiz edip önceden karşılıksız bir bedeli ödemeye başlamak gerekir. İyi bir iş bulmak için önce iyi bir iş bulmak gerektiği gibi… Şimdi eminim diyeceksiniz ki; “Aman canım, böyle olmuyor ki, bunlar şans kısmet meselesi!”. Böyle düşünenlere diyecek bir şeyim yok. Bekleyin, belki bir gün şans kendiliğinden gelir, ne dersiniz? Ben katılamıyorum. Belirli bir noktaya kadar kişi şansını kendi yaratmak yani karşısına çıkacak fırsatlara hazır olması gerekir. İşte bunun içinde önceden kendini geliştirmesi, eğitmesi, keşfetmesi ve en önemlisi vizyonunu açması gereklidir. Bedel ödemek kolay bir şey değildir. Sabır ve iç disiplin gerektirir. Neyin bedelinin ne olduğunu iyi bilmek gereklidir. Yolun sonundan ziyade yolda en etkili şekilde gidebilmeyi bilmek demektir.

Kariyer yaşantınızda mutlaka hedefler koyun. Ama öncelikle bu hedeflerin bedellerinin neler olduğunu ve o bedeli ödemeye hazır olup olmadığınızı iyi düşünün. Aksi taktirde, hedefe ulaşamayacağınız gibi hayal kırıklıkları, duygusal geri çekilmeler ve profesyonel yaşamınızda mutsuzluklar ile karşılaşacaksınız.

Tüm bu bahsettiklerim keşke yalnız iş yaşamı için geçerli olsa. Ancak değil! Özel yaşamımız için de bu aynı. Evlenmeyi ve mutlu olmayı herkes ister, ama gerçek mutluluğun bedelinin ne olduğunu ve peşinen ödenmesi gerektiğini kimse bilmez. Mutluluk yolu uzun bir yoldur; mücadele, cesaret ve zaman zaman risk almayı gerektirir. Zorluk ve engeller ile doludur. Yüreğinin verdiği güç ile o engelleri aşabilen kişi en tepe noktaya ulaşabilir. Sabır ister, özveri ister. Karşılık beklemeden vermeyi öğrenmeyi ister. Çocuk sahibi olmayı da herkes ister ama hazır olup olmama durumunu kimse analiz etmez.

Günümüz dünyası büyük bir hızla değişmekte. Bu durumda, bizler de aslında değişime ayak uyduran kişi olmalıyız diye düşünüyoruz. Ama bu yeterli değil. Dünyadan bir adım önde olmak için değişimi yöneten kişi olmak durumundayız. İşte bu değişim yöneticisi kişi de önce kendini yönetmek durumunda. Kişisel yönetimin en etkili anahtarlarından biri ise, hedefe giden yolda önceden ödenecek bedeller...

Siz siz olun, bedelini ödeyemeyip borçlu kalacağınız bir yola çıkmayın! O yolun öyle bir ağırlığı olur ki, bazen faizle artan bedeli hayat boyu ödemek zorunda kalırsınız. Bu nedenle, bedeli peşin ödemeyi daima tavsiye ederim.

Yazar Hakkında :

Yönetim ve Eğitim Danışmanı

www.kaganunver.com

kagan@kaganunver.com

28 Haziran 2008 Cumartesi

Ormana Maliyeciler Gelmiş


Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karşısına çıkan kaplumbağa:
-'Tilki kardeş ne bu telaş?'
-'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki.
'Şimdi bir bakarlar bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar...'

Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış.
Onu telaşlı gören leylek:
-'Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş?' diye sormuş.
-'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa.
'Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.'

Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş:
-'Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele?'
-'Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız...'

Maymun bunu duyar duymaz bağırarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Biraz ilerledikten sonra durmuş.
Kendi kendine:
-'İyi de ben niye kaçıyorum ki?' demiş. Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık...'

Çocuk Olsaydım

Keşke hep çocuk kalsaydım... Herkes büyümeyi isterken ve sürekli değiştirirken yüzündeki saflık maskesini, ben büyümeyi unutsaydım, yüzümde hep çocukluk maskesi takılı kalsaydı...Dinlediğim her masalın ardından hayatın toz pembeliğinde boğulsaydım ve inansaydım gerçekten kurdun karnının kesildiğinde babaannenin çıkacağına, parmak çocuklara, öpüldüğü zaman prens olan kurbağalara...

Keşke gerçeklerle hiç tanışmasaydım. Kimseyi karşılıksız sevmeseydim, aklım karşımdakinin bütün söylediklerine cevap aramasaydı, mantık denen o asabi çehreyle hiç karşılaşmasaydım.


Büyük yaramazlıklar yapıp küçük cezalar alsaydım. Elma yanaklarım, badem gözlerim olsaydı, herkes bana hizmet etseydi, bana
ninni söyleselerdi, beni güldürüp eğlendirselerdi...

Yüzümde hiç eksilmeyen kocaman gülücükler olsaydı, anlattıklarımı herkes zor anlasaydı, beni taklit etselerdi ve herkes benimle beraber çocuk olsaydı.

Ayakkabı numaram yirmi beşi geçmeseydi...Ellerim minicik, ayaklarım küçücük, fakat hayallerim kocaman olsaydı ve hiç yıkılmasaydı.


Ölüm nedir bilmeseydim, aşk nedir tatmasaydım, öfke nedir görmeseydim, yalan nedir duymasaydım, kalbim hiç kırılmasaydı veya bunları hiç anlamasaydım.

Keşke hep çocuk kalsaydım.Avcuma denizi doldurabilseydim, kuşlar gibi özgürce uçabilseydim, hayallerle yaşasaydım, masallarda dolaşsaydım, baş parmağımı diğerine değdirip birdenbire tekrar çocuk olsaydım.

Handan

26 Haziran 2008 Perşembe

Pratik Öneriler:

· Bir ziyafet öncesi ve sonrası birer kaşık zeytinyağı içebilirsniz. Zeytinyağı mide zarını örtüpalkolün işlemesini önleyeceği gibi, karışık içkilerin yol açtığı sarhoşluğu bir ölçüde azaltır. Safra salgısını arttırarak hazmı kolaylaştırır...

· Yüksek tansiyon için: 15-20 kadar taze yada kuru zeytin yaprağını 300 gr. suda 15 dakika kaynatın. Süzgeçten geçirip suyunu alın. Üzerine biraz şeker ilave edin. 15 gün boyunca sabah akşam sıcak için.

· Sürekli kabızlık çekenler: Sabahları aç karnına 1-2 kaşık zeytinyağını deneyiniz. zeytinyağı iyi bir "laksatif"tir

· Oruç tutanlar: Sahurda bir çorba kaşığı zeytinyağı içmek bağırsak ve safra kesesini rahatlatacaktır.

· Ağrı, romatizma, ayak bileği dönmesi, adale incinmesine karşı: 200 gr. doğranmış taze çiçek ve yaprak, 100 gr. sarı papatya ile 1 kilo zeytinyağını arada sırada karıştırarak 2 saat süreyle bir 1benmari" içinde kaynattıktan sonraiçindekileri süzünüz ve acı veren yeri derinlemesine ovuşturunuz.

· Romatizma ağrıları için: Dövülmüş kuru defne yapraklarını zeytinyağı içinde sulandırıp macunlaştırınız, ağrıyan yerin üzerine bolca sürünüz.

· Deri yırtılmaları veya kesiklerde: Zeytinyağını, arı balmumu, doğranmış soğan ve kuyruk yağı ile karıştırarak "yara merhemi" olarak kullanabilirsiniz.

· Soğuktan dudaklarınız çatlamasın diye üzerine biraz zeytinyağı sürün. Kuru ve çatlak elleriniz üzerine biraz zeytinyağı sürünüz. Yorgun ayaklar için banyo sonrasında eşit ölçüdeki zeytinyağı ve limonsuyu ile 10 dakika ovuşturunuz.

· Zeytinyağını çok az tentürdiyotla karıştırarak ucuz ve sağlıklı bir güneş yağı elde edebilirsiniz.

· Sütü kesilen anneler için: Yağsız inek sütüne bira zeytinyağı katıp, sütten kesilen bebeğe veriniz. Anne sütü gibi doğal bir besindir, çünkü zeytinyağı anne sütüne yakın miktarda linoleik ve linolenik içerir.

· "Kafa sağlığınız için" ... gıcırdayan kapılarınıza zeytinyağı sürebilirsiniz.

Doğanın Doktoru



2000'li yıllara doğru kulağınıza küpe olsun: Cankurtaranımız zeytinyağı, insan soyunun devamı için gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli hazine…Yarım yüzyıl aksini önerdikten sonra, günümüz tıp dünyasının çekişmeli ortamında dünya sağlık otoriteleri nihayet fikir birliğinde kesin kararlı: "Zeytinyağı yemek sadece yararlı değil, gerekli de!"

"Zeytinyağı" yüksek tansiyon, kolesterol, damar sertliği, mide ve bağırsak ülserleri, romatizma, safra kesesi tembelliği, safra taşı, safra kanalı tıkanıklığı, karaciğer bozuklukları, kabızlık, kansızlık, gut hastalığı ve deri çatlamalarını başarı ile tedavi ediyor. Tıbbın taht kurduğu Amerika'da yılda 1000 ton olan zeytinyağı tüketimi, son 10 yılda 120.000 tona ulaşır mıydı başka türlü?*

Zeytinyağının Faydaları

11 Nisan 1997 tarihinde yapılan İtalya Ulusal Araştırma Konseyi toplantısında beslenme uzmanları ve kardiyologlar, besleyici özelliği fazla olan ve vücuttaki yağların temel maddesini oluşturan zeytinyağının yararları hakkında açıklamalar yaptılar.

Bu toplantıda önemle üzerinde durulan noktalar ise:
Hatırlatma: Sıvı yağ ve margarin gibi yararlı yağlar ısıtma ya da pişirme sırasında vücut için zararlı hale gelirler.
Ayrıntı: Zeytinyağını, besin değerini kaybetmemesi için salataya yemeğe otururken ekleyin.
Uyarı: Sıvı yağları karıştırmayın Bu, hem tatları acılaştırır hem de yağların erimesini engelleyerek vücut için zararlı oksidasyonlara neden olur.**

Biz de zeytinyağının birçok kaynakta yer alan ve kanıtlanan birkaç faydasını kısaca belirtebiliriz (Tabi sadece yararlarından bahsederken o haz veren lezzetini de unutmamak gerekiyor).

-Zeytinyağlarını insan sağlığında ve özellikle kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkili olması, tekli, doymamış bir yağ olmasındandır.
-Kandaki HLD dediğimiz iyi huylu kolesterol düzeyini arttırır.
-LDL kolestrolü temizler.
-Yağların içinde hazmedilmesi en kolay olan olduğu için sindirim kolaylığı sağlar.
-Çocuklarda beyin ve kemik gelişimini hızlandırır.
-E vitamini sayesinde yaşlanma etkilerini azaltma ve doku yenileme özelliği taşır.
-Kireçlenmeyi önlemede büyük rol oynar.
-Cansız saçların kuvvetlenmesini sağlar.
-Zeytinyağı unutkanlığı önler : Akdeniz ülkelerinde yaşayan ve yemeklerinde çoğunlukla zeytinyağı kullanan toplumların 65 yaş üzeri yetişkinlerinde hatırlama oranının diğer ülke yetişkinlerine göre çok daha fazla olduğu saptanmıştır.

ZEYTİNYAĞININ ANTİOKSİDAN NİTELİĞİ



Günümüzde normal günlük beslenme rejiminin vücut üzerinde bazı olumsuz etkiler yaptığı kabul edilmekte ve bu zararlı etkilerden arınmak için çeşitli uygulamalar geliştirilmektedir. Programlı diyetler, detoks kürleri gibi uygulamalar hep yaşlanmayı geciktirmek ve doğal yoldan antioksidanları vücuda sokmayı amaçlar. Bugün artık bilinmektedir ki Zeytinyağı en güçlü Antioksidanlardan biridir. Kişinin beslenme rejimi fazla miktarda zeytinyağı içeriyorsa, hücreler oksidasyona ve bozulmalara karşı daha fazla direnç gösterir ve yaşlanma yavaşlar.

Zeytinyağının %1,5 kadarı antioksidan içeren yağlardan oluşur. Vitamin E, karoten ve fenolik bileşiklerin; bazı hastalıkların önlenmesi ve yaşlanmanın geciktirilmesinde etkili olduğu deneylerle kanıtlanmıştır. Zeytinyağının içeriği, zeytinin yetiştiği bölgenin iklimine ve olgunluğuna göre değişiklikler gösterir. Zeytinin üretim ve saklama yöntemi de etkileyen başka bir faktördür. Bu bileşiklerin bazıları kanda pıhtılaşmayı önler ve sakinleştirici bir etkisi vardır. Bazıları ise güçlü bir damar açıcı ve antibakteriyel etkiye sahip nitrik asit oluşumunu destekler.

Oksidasyona uğramış LDL'ler (kötü kolesterol) damar çeperini kalınlaştırarak damar tıkanıklığına yol açarlar. Oysa zeytinyağı tüketimi LDL oksidasyonuna karşı koruyucu rol oynar. Bununla birlikte, vücudun diğer hücrelerini de güçlendirir.

Akdeniz diyetinin yüksek oranda antioksidan içermesi, yaşam süresine olumlu etkisini açıklar. Bu antioksidanlar taze sebze ve meyvelerde bulunur. Zeytinyağı ise meyveden elde edilen tek yağ olması sebebiyle besleyici özelliklerinin yanında antioksidan ve vitaminler de içerir. Sızma zeytinyağı antioksidan maddeler bakımından zengindir ve kanser oluşumuna karşı güçlü antioksidan etkilere sahiptir.

HER ŞEYİ BİLMEK İYİ Mİ


Adamın biri Musa Aleyhisselâm'a:
— Ya Musa, ben bütün hayvanların dilinden anlamak istiyorum.
Tur'u Sina'ya gittiğin zaman Allah'tan iste de benim duamı kabul etsin, diyordu.
Musa Peygamber:
— Her şeyi bilmek iyi olmaz. Senin hayvanların dilinden anlamaman daha iyidir.
Bu sevdadan vazgeç, dediyse de, adam illâ öğrenmek istiyordu.

Bir gün Musa Aleyhisselâm Tur'a çıktığı zaman Cenab-ı Allah Musa
Aleyhisselâm'a:
— «Ya Musa! O kulumun duasını kabul ettim, bundan sonra bütün hayvanların dilinden anlayacak.
Yalnız her şeye ehemmiyet vermesin, sonra onun için iyi olmaz.» buyurmuştu.
Musa Aleyhisselâm, Tur'u Sina'dan geldikten sonra durumu bildirip her şeyle fazla ilgilenmemesini söyledi.
Kendisine selâhiyet verilen adam, akşam ahıra hayvanlarını yemlemeye girmişti.
Orada eşekle öküzün konuşmalarına şâhid oldu.
Onlar aralarında şöyle konuşuyorlardı:
Öküz:
— Yahu eşek kardeş, senin işin ne iyi, bana yazın rahat yok, kışın rahat yok.
Sabah olacak çifte koşacaklar, ama sense akşama kadar rahat gezeceksin, diyordu.
Eşeğin öküze nasihati şöyle oldu:
— Bunlar hep senin ahmaklığından… Sen sabah olunca hasta numarası yaparsın,
akşamdan sahibimizin döktüğü yemi bile yemezsin.
O da sabahleyin seni bu haliyle görünce çifte koşmaktan vazgeçer ve birkaç gün olsun istirahat etmiş
olursun, dedi.
Bu sözler öküzün hoşuna gitmişti.
Hakikaten yem yemedi ve öyle aç karnına sabaha kadar yattı.
Eşek ise öküzün yemlerini bile kendisi yemişti.
Tabii bunların bu konuşmalarını sahibi duymuş ve gülerek ahırdan çıkmıştı.
Sabah oldu, adam ahıra girdi ki, öküz aç.
Kalkması için birkaç tekme vurdu ise de öküz hastalanmıştı.
Adam:
— Bu sefer de onun yerine eşeği koşalım, diyerek aldı tarlaya götürdü
Akşama kadar eşekle çift sürdü.
Eşeğin emdiği süt burnundan gelmişti.
Akşam eve geldiği zaman öküz rahat rahat geviş getiriyor kendi kendine hakikaten bu iyi bir numara oldu diyordu.
Eşek bu işin çekilemeyecek gibi olduğunu görünce öküze başka yoldan akıl verip kurtulmak istedi:
-Öküz kardeş, sen böyle yatarsan sahibimiz seni satacak.
Bu gün tarlada beni gören köylüler sordular.
O da, zaten tembel bir öküzdü, şimdi de hasta oldu.
Yarın kasaba vereceğim, dedi. Eğer yarın' da böyle yaparsan kendini bıçağın altında bil,
diyerek sabahleyen çifte gitmekten kurtuldu.
Adam bunların bu konuşmalarını dinledikçe kendi kendine gülüyor ve:
- Gördün mü ne kadar iyi bir şeymiş hayvanların dilinden anlamak, diyordu.
Ertesi sabah horozla köpeğin konuşmalarına şahit oldu.
Horoz:
-Yarın efendinin, öküzü ölecek. Sana müjdem var.
İyi bir ziyafet olacak senin için, diyordu.
Adam bunu duyar duymaz hemen pazara götürüp öküzünü sattı ve zarardan kurtuldu.
İkinci gün oldu, köpek horoza:
- Niye yalan söyledin? Hani ziyafet? Adam öküzü sattı kurtuldu, dediğinde,
bu sefer horoz:
-Hiç merak etme! Öküzü sattı ama, yarın kölesi ölecek ve onun hayrına mutlaka bir yemek yedirirler.
Sen de artıklarından istifade etsen yeter, dedi.
Adam bunu da duymuştu. Hemen pazara çıkarıp kölesini de sattı.
Köpek gene ziyafete erişememişti. Horoza:
-Beni ne kandırıp duruyorsun? diye çıkıştı.
Horoz:
-Ben yalan söylemem… Ziyafet var dediysem vardır.
Efendimiz öküz ve köleyi satarak zarardan kurtuldu ama, yarın kendisi ölecek, işte o zaman
ziyafetin büyüğü olacak, dedi.
Adam horozdan bunları duyunca etekleri tutuştu.
Ne yapacağını şaşırdı ve doğru Hazreti Musa'nın huzuruna çıkıp durumu anlattı:
-Hakikaten ben yarın ölecek miyim?
Bunun bir çaresi yok mu? diye yalvarmaya başladı.
Musa Aleyhisselâm:
-Ben sana demedim mi? Her şeye ehemmiyet vermeyeceksin diye…
Eğer sen öküzü satmasaydın, o ölecek ve belâ atlatılmış olacaktı.
Ama sen onları satmakla başkalarının zarar etmesini istedin.

Kendi menfaatini düşünüp başkalarını kendisi gibi hesap etmeyenin hali budur, dedi.

DUDAKLA BARDAK ARASI ...



Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim,

yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş.

İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç

dinlenmeden
çalıştırıyormuş.

O zavallı kölelerden biri, birgün pek bitkin düştüğü için

dayanamaz ve zalim krala:

- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim?

Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı

hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki !.. deyivermiş.

Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış.

Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra,

kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş.

Bir müddet sonra da o bağın

üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak

getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde

bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış.

Şarap bardağını eline alarak:

- Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi

tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.

Köle şöyle cevap vermiş:

- Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem.

Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur.

O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem!

Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından
biri girmiş.

Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp
döktüğünü
söylemiş.

Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden

hemen dışarı fırlamış.

Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş.

Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış.

Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle,

Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş.

Kral bostanda, bardak masada kalmış...


Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:

'Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den,

Nasip değil ise ne gelir elden?'

Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın.

Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi...

Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır..

Hayatı çok hızlı koşmayın,

nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın.

Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması
gereken

güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Dün tarih oldu...

Yarın bir sır...

Bugünün kıymetini bilin.

Sevgiyle Kalın ....


Can DÜNDAR

20 Haziran 2008 Cuma

YAKAMOZ NEDIR

Nedense herkes yanlis bilir, Yakamoz Ayin isiginin suya, denize vuran savki degildir. Onun adi ayin savkidir. Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz..

Yakamoz bir canlidir, latince ismi Noctiluca Milliaris olan bu canli ayni bir ates böceginin denizde yasayan versiyonudur. Limunisans maddesini vücudunda barindiran bu canliya dokunuldugunda bir isik saçar.

Bu canli bir planktondur,yani milimetrik boyutlarda bir canlidir.

Bunlardan milyonlarcasi bir araya geldiginde geceleri bir kayik geçerken, veya bir balik sürüsü geçtiginde bu canlilara çarparak isik çikartmalarini saglarlar.

O yüzden balikçi sandallarinda yüksek bir direk ve bu diregin ucunda oturulacak bir yer vardir. Balikçilardan biri buraya oturarak ayolmayan geceleri baliklarin yakamoz yaparak geçtikleri yollari görüp dümenciyi oraya yönlendirirler.

O yüzden Lüfer avlarken Lüx isigi kullanilir, isik balik gelsin diye degil misinanin degdigi yakamozlarin çikardigi isiktan Lüfer korkmasin diye Lüx isigi ile yakamoz isigini öldürmek için kullanilir.

Kelimeleri harcarken yanlislara düsmeyelim. Esasinda Yakamoz (eger göreniniz varsa bilir) olagan üstü bir seydir, Yakamoz oldugunda denizde uzun floresan lambalar yaniyormus gibi olur. Ama bunun için ay isigi olmamasi gerekir. Ay isiginda (daha baskin oldugu için) göremezsiniz.

O kadar muhtesemdir ki, o anda tüm romantizim biter sanki uzaylilar gelmis gibi denize yönelirsiniz. Birde Yakamozlu ve Ay isiksiz gecelerde denize girince piril piril uzayli gibi olursunuz.

Yakamoz adlı canlının resmini hiç bir zaman bu kadar yakından göremeyeceksiniz.


_,_._,___

19 Haziran 2008 Perşembe

Yeşil Çay İçmenin 6 Sihirli Yararı




Yeşil çay ve faydaları hakkında sizleri daha önce bilgilendirmiştik .Eğer hala şüphe duyan ve içmeye başlamamış olanlar varsa, bir kere daha yeşil çayın faydalarını hatırlatmak fayda var. Günlük bir fincan içtiğiniz yeşil çayın sadece hastalıklarla savaşma konusunda bağışıklık sistemine yardım ettiğini düşünüyorsanız, sizin için daha da güzel haberlerimiz var!


1. Kanser Riskini Düşürür: Bir antioksidan çeşidi olan polifenoller yeşil çayda bolca bulunur. Bu antioksidan çeşidi, kanser hücrelerinin vücudunuzda barınmasını zorlaştırır, kan damarlarındaki akışkanlığı güçlendirir. Yapılan birçok çalışma ışığında şunu biliyoruz ki, yeşil çay içmek, mide, meme, kolon ve prostat kanserleri riskini azaltmaktadır.


2. Cildi Pürüzlerden Kurtarır: Bir sıyrık, ısırık veya ufak bir cilt yaranız varsa, size çok ilginç bir yöntem söyleyebiliriz. Yeşil çay yapraklarını, demleme sonrası atmayın. Islanmış yeşil çay yapraklarına pamuk ile bastırın, daha sonra bunu cildinize sürün. Çay, doğal bir antiseptik görevi görür ve ciltte bölgesel kaşınmayı önlemede yardımcı olur. Güneş yanıkları veya akşamdan kalma gözaltı morlukları için de aynı yöntemi deneyebilirsiniz. Yeşil çay aynı zamanda güneşten kaynaklanan cilt kanserini önlemede yardımcı maddeler içerir. Güneşe çıkmadan önce pamukla ıslatılmış yeşil çay özütlerinden cildinize sürebilirsiniz

3. Kan Basıncınızı Düzenler: Sağlıklı bir kan basıncı oranına sahip olmanın önemini biliyorsunuz. Günde sadece yarım fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla %50 daha az hipertansiyon riskleri bulunuyor.Polifenollere geri dönüyoruz, yeşil çay içerisinde bulunan bu antioksidanlar, yüksek kan basıncını önler ve kan damarlarının büzüşüp daralmasını engellerler.

4: Hafızanızı Diri Tutar: Yeşil çayın hafızayı diri tuttuğunu biliyor muydunuz? Yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada, günde en az 2 fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla daha az zihinsel gerileme ve idrak kabiliyeti sorunları yaşadığı gözlemlenmiştir. Bunun nedeni, yeşil çayın içinde bulunan antioksidanların, vücudumuzdaki serbest radikaller ile savaşması ve böylece beynimizdeki sinirlere ekstra bir koruma sağlamasıdır. Hem lezzetli, hem de sizi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından koruyan bu sihirli içeceği reddetmeyin.

5. Genç Kalın: Daha genç ve daha sağlıklı arterlere sahip olmak, sizin de daha sağlıklı ve genç bir vücuda sahip olmanız demektir. Kan damarlarında oluşacak sorunlar, kalp krizi ve felç riskinizi artıracak serbest radikallerin çoğalması ile enerjiniz tükenir ve Gerçek Yaşınız yukarıya fırlar. Ne kadar yeşil çay gerekiyor? Günlük 1-2 fincan içeceğiniz yeşil çay sayesinde bozulan arterlerden, tıkanmaktan dolayı oluşan kolesterole kadar tüm sorunların oluşmasını engelleyebilir.

6. Kilo Verdirir: Evet şaşırmayın. Son önerimiz belki de bu aralar en çok kafanıza takılan sağlık sorunlarından biri! Yeşil çay içeriğindeki maddeler sayesinde kan akışınız hızlanır, kalori yakma işlemleri vücudunuzda daha çok yer bulur, ve her bir yudum bu işlemleri hızlandırır. Bu sihirli içeceği hayatınıza sokun, farkı göreceksiniz

Leke Çıkarma Sanatı

ALÇI LEKESI.......................................................................................3

ALKOL LEKESi....................................................................................3

ALTIN TEMiZLiGi.................................................................................3

ALÜMINYUM TEMiZLiĞi..........................................................................3

AMPULLERIN TEMIZLIĞI.........................................................................3

AT KESTANESI....................................................................................3

AYAKKABIDAKI LEKELER........................................................................3

SU LEKESI.....................................................................................................................................................................3

KÜF LEKELERI..............................................................................................................................................................3

spor ayakkabilar....................................................................................................................................................3

açik renk ayakkabilar...........................................................................................................................................3

koyu renk ayakkabilar.........................................................................................................................................3

vernikli ayakkabilar..............................................................................................................................................3

süet ayakkabilar....................................................................................................................................................3

rugan ayakkabilar.................................................................................................................................................4

kahverengi ayakkabilar.......................................................................................................................................4

AYNA TEMIZLIĞI..................................................................................4

BALMUMU LEKESI................................................................................4

BLUCINLERIN RENGI.............................................................................4

BOYA..............................................................................................4

TEMIZLIĞI.....................................................................................................................................................................4

PARMAK IZLERI............................................................................................................................................................4

CAM ÜZERINDEKI BOYA LEKELERI..............................................................................................................................5

KUMAŞ ÜZERINDEKI BOYA LEKELERI.........................................................................................................................5

BÖCEK ÖLÜLERI LEKE YAPMIŞSA...............................................................................................................................5

CEVIZ LEKESI.....................................................................................5

CEZVEDEKI LEKELER.............................................................................5

ÇAMAŞIRLAR......................................................................................5

ÇAMUR LEKESI....................................................................................5

ÇANTALAR........................................................................................5

Deri çantalar...............................................................................................................................................................5

Güderi çantalar...........................................................................................................................................................5

ÇAY................................................................................................6

ÇIMENTO LEKESI.................................................................................6

ÇIKLET YAPIŞTIYSA..............................................................................6

ÇIKOLATA LEKESI................................................................................6

KAHVE LEKESI....................................................................................7

MERMER ÜZERINDEKI LEKELER.................................................................7

Boyalı lekeler..............................................................................................................................................................7

Mürekkep lekesi..........................................................................................................................................................7

Yağ lekeleri.................................................................................................................................................................7

Sararan mermerler.....................................................................................................................................................7

PAS LEKELERI.....................................................................................7

Beyaz mermerler........................................................................................................................................................7

MEYVA LEKELERI.................................................................................7

Beyaz kumaş üzerindeki leke...................................................................................................................................7

Renkli kumaş üzerindeki leke...................................................................................................................................8

Sentetik kumaştaki leke............................................................................................................................................8

Yünlü ve ipekli kumaştaki leke................................................................................................................................8

Eldeki lekeler....................................................................................8

MOBILYALARDAKI LEKELER.....................................................................8

Boyalı mobilyalarda;..................................................................................................................................................8

Cilalı mobilyalarda;...................................................................................................................................................8

Mum lekeleri...............................................................................................................................................................8


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 2 of 11

 

MÜREKKEP LEKESI...............................................................................9

Mobilya üzerinde:.......................................................................................................................................................9

PARMAKTAKI LEKELER..........................................................................9

Nikotin..........................................................................................................................................................................9

Kumaştaki nikotin lekesi:....................................................................................................................................9

Küllük üzerindeki lekeler...................................................................................................................................9

OJE LEKESI........................................................................................9

OT LEKESI.........................................................................................9

PAS LEKESI.......................................................................................10

RUJ LEKESI......................................................................................10

SEBZE AYIKLARKEN ELLERDEKI LEKELER....................................................10

SÜT LEKESI......................................................................................10

SU LEKESI........................................................................................10

ŞARAP LEKESI...................................................................................10

TENTÜRDIYOT LEKESI..........................................................................10

TEREYAĞI LEKESI...............................................................................10

TERLEME LEKESI................................................................................11

ÜTÜDE SARARAN ÇAMAŞIR....................................................................11

YAĞ LEKESI......................................................................................11

YUMURTA LEKESI...............................................................................11

ZAMK LEKESI.....................................................................................11

ZIFT LEKESI......................................................................................11


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 3 of 11

Yünlü, pamuklu, ipek kumaşlar için elinizin altındaki sihirli leke çıkartıcıyı biliyor musunuz? Kuru fasulyenin haşlama suyu, içine tuz katılmadığı taktirde mükemmel bir temizleyicidir. Bunu sakın unutmayın.

ALÇI LEKESI

Ilık sirkeye batırılmış bir bezle silin.

ALKOL LEKESi

Cilalı ahşap üzerinde: Lekeli yerleri bir mantar tıpasıyla silin veya terebentinle ıslatın, sonra parlatın.

Masif ahşap üzerinde: Eter veya benzinle temizleyebilirsiniz. Leke çok inatçıysa, çakmak benzinini deneyiniz.

ALTIN TEMiZLiGi

Bir litre suya 15 gr. sabun rendesi ve 100 gr. amonyak ilave edin. Temizlemek istediğiniz altın eşyalarınızı bu karışımın içinde 1/2 saat kadar bırakın. Sonra, soğuk suyla çalkalayın ve bir deri parçasıyla temizleyin.

ALÜMINYUM TEMiZLiĞi

Kimi zaman alüminyum kaplarımız kirlenir ve lekelenir (özellikle bulaşık makinasında yıkadıktan sonra kararırlar). Bunların temizliği de kolaydır. İçinde kuzu kulağı pişirin veya süt kaynatın. Bozulan rengi eski haline dönecektir. Biraz zeytinyağı ile birkaç damla alkolü karıştırın ve yumuşak bir bezle alüminyum kaplarınıza sürün. Pırıl pırıl olacaklardır.

AMPULLERIN TEMIZLIĞI

En iyi temizleyici alkoldür. Ancak ampulün yüzeyi pütürlüyse bir kesilmiş soğan parçasıyla silin, sonra nemli bir bezle temizleyin. Ampulü temizledikten sonra ışığı yakmadan, üzerine bir iki damla parfüm sürün. Eviniz mis gibi kokacaktır.

AT KESTANESI

Elleriniz için:At kestanesi tozu ile ellerinizi yıkarsanız beyaz ve yumuşak olmalarını sağlarsınız. Çamaşırlar için: Özellikle beyaz çamaşırları at kestanesi suyuyla yıkarsanız kar gibi beyaz olurlar. Ayrıca, at kestanesiyle yıkanan çamaşırlar nemliyken ütülenirse kolalı gibi olur.

AYAKKABIDAKI LEKELER

SU LEKESI

Boyamadan önce vazelin sürün.

KÜF LEKELERI

Bir beze gliserin sürerek lekeleri silin.

spor ayakkabilar

Benzine batırılmış, eski diş fırçasıyla temizleyin.

açik renk ayakkabilar

Üzerindeki lekeler benzine batırılmış bir bezle silinirse yok olurlar.

koyu renk ayakkabilar

Üzerlerindeki lekeleri alkole batırılmış bezle temizleyin. Lekeler yok olacağı gibi ayakkabılarınız pırıl pırıl gözükecektir.

vernikli ayakkabilar

Süt ve limon suyu en tesirli temizlik maddesidir.

süet ayakkabilar

Süet ayakkabıların dökülen tüylerini kabartmak için onları, su buharına tutun. Sakın ıslakken fırçalamayın. İyice kuruyunca tel fırçayla fırçalayın.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 4 of 11

rugan ayakkabilar

Çatlamalarını önlemek için zeytinyağı veya vazelin sürün. Sıcaklık çatlamalarına sebep olacağı için serin yerde saklayın.

kahverengi ayakkabilar

Rengini değiştirip siyaha boyamak isterseniz önce çiğ patatesle ovalayın sonra siyah cila sürün.

AYNA TEMIZLIĞI

Aynanızı temizlemenin iki basit yolunu sıralayalım.

- Top haline getirdiğiniz gazete kağıdını, 2 ölçü su ve 1,5 ölçü sirke karışımına batırarak bununla aynanızı silin, sonra kuru bir bezle kurulayın.

-Yarıya kesilmiş çiğ patatesle aynayı ovalayın. Sonra içine az miktarda alkol katılmış suyla durulayın.

Sinekler karşı: Aynayı temizlediğiniz son suya alkol katarsanız sineklerin konmasını engellersiniz.

BALMUMU LEKESI

Lekeli yere bir kurutma kağıdı yerleştirip, balmumunu emmesi için üstünde sıcak ütüyü gezdirin.

BLUCINLERIN RENGI

Rengini devamlı olarak açılmasını istemiyorsanız, yeniyken içine bol miktarda tuz atılmış soğuk suda 12 saat kadar bırakın. Renginin belirgin bir sabitlik kazandığını göreceksiniz.

BOYA

Kokusundan rahatsız olursanız

Taze boya kokusunu yok etmek için iki çareden yararlanabilirsiniz.

-Boya kutusuna, litre başına 2 çorba kaşığı vanilya karıştırın.

-Veya boyadığınız odaya, içinde kesik bir soğan bulunan soğuk su dolu bir kap yerleştirin. Ekmek içiyle doldurulmuş bir tabak da aynı işi görecektir.

TEMIZLIĞI

Oda duvarlarını temizlemek daima can sıkıcı işler arasında yer alır. Üstelik bu işin püf noktaları bilinmiyorsa?

- Odanın ortasına, kaynar su dolu bir kap bırakın. Kapı ve pencereleri iyice kapatın. Meydana gelecek buhar duvarları nemlendireceğinden temizlik işiniz oldukça kolaylaşacaktır.

- Mutfak duvarlarının temizliği için kullanacağınız sabunlu suya bolca tuz ilave edin. Böylece duvarlardaki yağ ve is lekelerini kolaylıkla çıkartabilirsiniz.

- Boyalı duvarlarınızı, iyice yıkayıp kuruttuktan sonra, nişastalı suya batırdığıız süngerle silin. Böylelikle bir sonraki temizlik işlemini kolaylaştırmış olursunuz.

PARMAK IZLERI

- Duvarın boyasına zarar vermeden bu sevimsiz parmak izlerinden kurtulabilirsiniz.

            - İzleri kesilmiş patates parçasıyla ovuşturun.

            - Parafine buladığınız bir bezle silerseniz parmak izlerinin çıktıklarını görürsünüz.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 5 of 11

CAM ÜZERINDEKI BOYA LEKELERI

            - Eğer lekeler küçükse, bunları jiletle kazıyarak çıkartabilirsiniz.

            - Daha inatçı ve büyük boya lekelerini önce alkolle ıslatın, sonra jiletle kazıyın.

 

KUMAŞ ÜZERINDEKI BOYA LEKELERI

- Leke henüz oluşmuşsa, yani tazeyse en etkili temizleyici madde terebentindir.

- Leke kurumuşsa, sabunlu suyla yıkayın ve birkaç saat bu suda bırakın. Boya iyice yumuşayınca bir bıçakla kazıyın, sonra terebentinle silin.

BÖCEK ÖLÜLERI LEKE YAPMIŞSA

- Beyaz çamaşırlar: Çamaşır suyuyla yıkayın. - Renkli kumaşlar: Lekeyi ılık suyla ıslatın, sonra amonyaklı suyla fırçalayın.

CEVIZ LEKESI

Taze ceviz lekesinin ellerde bıraktığı sevimsiz lekeyi çıkarmak için pamuklu bir bez parçasını sirkeye batırıp lekelere sürtün. Sonra ellerinizi soğuk suyla yıkayın.

CEZVEDEKI LEKELER

Cezvenizdeki kahve lekelerini tuzla ovarsanız hemen çıkarlar.

ÇAMAŞIRLAR

Yeni çamaşırlar: Yeni çamaşırlarınızın apresini bozmak için, bunları sodalı veya tuzlu ılık suya batırın.

Kaynatırken: Çamaşır kaynatırken oluşan buharı önlemek için, tülbent içine koyduğunuz defne yapraklarını kaynama suyuna atınız.

Beyazlık: Beyaz çamaşırlarınızı kaynattığınız suya birkaç yumurta kabuğu atarsanız kar gibi beyaz olmalarını sağlarsınız.

Sararmışsa: Çamaşırlarınızın kat yerlerinde oluşan sarı çizgileri yok etmek için, bunları çiğ sütle ıslatın. Güneşte kuruttuktan sonra yıkayın.

Renk: Keten çamaşırlarınızın, nazik trikolarınızın, bluzlarınızın ilk günkü parlaklıklarını ve güzel renklerini devam ettirmek istiyorsanız, son durulama suyuna beyaz sirke ilave edin.

ÇAMUR LEKESI

Hiçbir zaman elbiseyi hemen fırçalamayın. Çünkü çamur lekesi genellikle kuruyunca hafif bir fırçalamayla çıkarlar. Eğer leke çıkmamakta ısrar ederse, eşit miktardaki su ve sirke karışımıyla silin.

ÇANTALAR

Deri çantalar

            - Çantalarınızı cilalayarak yağmur lekelerine karşı koruyun.

            - Eğer, bu kurala uymadınızsa ve yağmur çantanızda sevimsiz lekeler oluşturduysa, çantanızı kısa bir müddet kaynar su buharına tutun. Kurur kurumaz da, ihmal etmeden hemen cilalayın.

 

Güderi çantalar

Rutubet, güderi çanta ve eldivenlerinizde küf izleri oluşturabilir. Fakat gliserinle fırçalarsanız bu kusuru yok edebilirsiniz.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 6 of 11

ÇAY

Kumaş üzerindeki lekeler

            - Beyaz kumaşta: Limon suyuyla silin. Sonra soğuk suyla durulayın.

            - Renkli kumaşta : Taze lekeyi yumurta sarısını suyla karıştırarak ovuşturun. Leke eskiyse, gliserinli suyla silmeniz gerekir.

 

Halı üzerindeki lekeler: Eşit ölçekteki alkol ve sirke karışımıyla lekeli yerleri siliniz.

ÇIMENTO LEKESI

Yerdeki çimento lekelerinin üzerilerine sıcak alkol sirkesi dökün. Kuvvetli fırçaladığınızda yok olduklarını göreceksiniz.

ÇIKLET YAPIŞTIYSA

Kendimiz çiğnemesek de elbisemize her an bir çiklet yapışması olağandır. Çikletin yapıştığı yerin tam altına isabet eden yerine naylona sarılmış bir miktar buz koyun. Biraz bekleyin buzun soğutucu etkisiyle çiklet donar. Sonra bir fırçayla bu donan çikleti fırçalarsanız, hepsi yapıştığı yerden çıkar.

ÇIKOLATA LEKESI

Kumaş üzerindeki leke

            - Çikolata lekesini temizlemenin en iyi yolu gliserinle ovuşturup yağ emici iki kağıt arasında bir müddet bırakarak yağının iyice emilmesini sağlamaktır.

            - Eğer bu yeterli olmazsa ve lekelenen kumaş rengi bozulmayan cinsten ise lekeli kısmı suyla karıştırdığınız 90 derecelik alkolle silin.

 

Halı üzerindeki leke

Sabunlu suyla lekenin dış kısmından başlayarak içe doğru silin. Üzerine talk pudrası döküp bir müddet bekleyin. Süpürdükten sonra eşit miktarlardaki su ve alkol karışımıyla silin.

Etek ve Pantolondaki Parlaklıkların Giderilmesi

Kabuğu soyulmuş patatesi iyice yıkadıktan sonra ikiye bölün. Bu kestiğiniz tarafı kumaşın parlak yerine sürmeye başlayın. Birkaç kez tekrarladığınız bu işlemden sonra eteğinizi kurumaya bırakın. İyice kuruduktan sonra da bir fırçayla fırçalayın. Kumaştaki parlaklıktan eser kalmadığını göreceksiniz.

Fondöten Lekesi

Elbisenize bulaşan fondöten leke bırakmışsa, bunu etere batırılmış bir bezle silin. Oluşan hare sabunlu suyla yıkanınca yok olacaktır.

Kan Lekesi

Hiç denememeniz gereken usul kan lekesini çıkartmak için sıcak su kullanmaktır. Lekenin pişerek daha fazla yerleşmesine yol açar sıcak su. Oysa bazı özel yollarla kan lekelerini kolaylıkla çıkartabilirsiniz.

-Beyaz kumaşlarda: Lekeyi oksijenli suyla ıslatın. Sonra sabunlu ılık suda yıkayın.

-Renkli kumaşlarda: Nişastayı suyla karıştırarak bir hamur yapın. Bunu lekeli yere sürerek kurumasını bekleyin. Sonra fırçalayarak temizleyin. Bir başka usul de aspirin tabletini azıcık suyla eritip lekeli yeri bununla örtmektir. İyice kuruyunca fırçalayarak temizlersiniz.

-Halıda kan lekesi: Lekeli yerleri beyaz sirkeyle ovuşturun.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 7 of 11

KAHVE LEKESI

Leke henüz oluşmuşsa üzerine biraz tuz dökün.

Beyaz pamuklu kumaşta:Lekeyi sabunlu su ile çıkaramazsanız, oksijenli su ile silin. Bu da yeterli olmazsa çamaşır suyu kullanmaktan başka çareniz yok demektir.

Renkli kumaşta: Lekeyi çıkartmak için birkaç yol deneyebilirsiniz. -Lekeli kısma biraz gliserin sürün ve ılık suyla durulayın.

Nazik kumaşlar için: Şu karışımı deneyebilirsiniz. Sıcak suya bir yumurta sarısı ve birkaç damla gliserin katın. Bununla lekeli kısmı silin ve ılık suyla durulayın.

Halı üzerinde: Lekeli yeri, eşit miktarlardaki alkol ve beyaz sirke karışımıyla silin.

Cilalı ahşap üzerinde: Oksijenli suyla silin. Sonra lekeli yeri cilalayın .

MERMER ÜZERINDEKI LEKELER

Boyalı lekeler

Meyva, kahve, içki ve nikotin lekeleri içine birkaç damla amonyak katılmış çamaşır suyuyla ovuşturulunca yok olurlar. Sonra duru suyla silmeyi ihmal etmeyin.

Mürekkep lekesi

Birkaç damla amonyak ve %20 oranında oksijenli su karışımıyla lekeleri ovun. Kuruyunca mermerlerinizi yumuşak bir bezle parlatın.

Yağ lekeleri

Mermer üzerindeki yağ lekelerini çıkartmak için benzin kullanın. Ancak bu işi ateşten uzakta yapmayı sakın ihmal etmeyin.

Sararan mermerler

Sabunlu suyla silin. Sonra tuz katılmış limon suyuyla ovuşturun. Durulatıp kurutun.

PAS LEKELERI

Oksalit asit pas lekeleri için birebirdir. Bir kaşık oksalit asidi az miktardaki sıcak su içinde eritin. Buna batırdığınız bir bezle lekeli yerleri ovun.

Beyaz mermerler

Bol tuz ilave edilmiş limon suyuyla ovun. Bir fanila parçasıyla parlatın.

MEYVA LEKELERI

Beyaz kumaş üzerindeki leke

Lekeyi amonyaklı suyla yıkayın. Çıkmazsa, çamaşır suyu ilave ettiğiniz sabunlu suya batırıp lekeli kısmı ovuşturun.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 8 of 11

Renkli kumaş üzerindeki leke

-90 derecelik alkol, -Amonyak ilave edilmiş oksijenli su,

-Ekşimiş süt: İki-üç saat leke üzerinde bırakacağınız ekşimiş süt, meyva lekesini çıkartacaktır.

Renkli kumaş üzerindeki meyva lekelerini bu sıraladığımız malzemelerden elinizin altında bulunanı veya kolayınıza geleni ile temizleyebilirsiniz.

Sentetik kumaştaki leke

-Limon suyu -Beyaz sirke -Hafif amonyaklı su

Bu malzemelerden herhangi birisine batırdığınız bir pamuk parçasıyla lekeyi silin. Ancak bu işi yapmadan önce lekeli kısmın altına bir kumaş parçası koymayı unutmayın.

Yünlü ve ipekli kumaştaki leke

Lekeli kısmın altına su emen bir kumaş parçası yerleştirin ve Lekeyi beyaz sirkeyle silin.

Eldeki lekeler

Ellerinizdeki meyva lekelerini sirkeyle yıkar veya silerseniz kolayca çıkarabilirsiniz.

MOBILYALARDAKI LEKELER

Boyalı mobilyalarda;

Su lekeleri:Mantar tıpayla ovun.

Sinek pisliği: Kahve telvesiyle lekeleri silin veya sirkeyle ovun.

Şeker lekesi: Ilık suyla hafifçe sulndırılmış kahve telveleri kolayca temizler.

Cilalı mobilyalarda;

Su lekeleri: Eşit miktardaki zeytinyağı ve 90 derecelik alkolü karıştırıp buna batıracağınız bezle ovuşturursanız lekeleri yok edebilirsiniz. Eğer mobilyanızın cilası hafif bozulduysa zeytinyağı ve sigara külü karışımına batırdığınız bir bezle daireler çizerek yenileyin cilasını.

Sıcak tabak izi: Üzerine terebentin sürün ve kaynamamış ketenyağıyla ovun. Sonra temiz ve yumuşak bir bezle parlatın.

Mum lekeleri

Cilalı ahşapta: Bir karton parçasıyla kazıyarak mümkün olduğu kadarını çıkarın. Sonra sıcak suyla ovun. Eşit oranlardaki terebentin ve ketenyağı karışımına batırdığınız bezle lekeyi ıslatın. Kuruduktan sonra parlatın.

Vernikli mobilyada: Kartonla kazıdıktan sonra petrole batırdığınız bir bezle silin.

Örtüde: Mumun koparabildiğiniz kadarını kaldırın örtüyü yıkayın. Kuruduktan sonra ütülerken mum lekesinin bulunduğu yeri iki kurutma kağıdı arasına koyun.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 9 of 11

MÜREKKEP LEKESI

Deri eşya üzerinde: Biraz limon suyuyla lekeyi fırçalayın. Kağıt üzerinde: Lekeli kağıdın altına kurutma kağıdı koyun. Lekenin üzerine birkaç damla oksijenli su sıkın. Sonra kuru bir pamuk parçasıyla kurutun.

Kumaş üzerinde:

-Dayanıklı bir kumaşsa: Biraz limon suyu ve ılık sütle silin. Durulanınca leke yok olacaktır.

-Nazik bir kumaşsa: Leke kuruyunca, üzerine talk pudrası dökün. Kaybolana kadar fırçalayın.

-Beyaz çamaşırda: Hemen lekenin üzerine sulandırılmış hardalı yayın. Yarım saat kadar bekleyip, süngerle lekeli yeri yıkayın.

Mobilya üzerinde:

-Eğer leke tazeyse içine çiğ süt veya limon suyu ilave ettiğiniz sıcak su yeterli olacaktır.

-Leke eskiyse zımpara kağıdı ile kazıyın. Muntazam daireler çizerek mantar tıpayla parlatın.

PARMAKTAKI LEKELER

En etkilisi domates suyuyla ovmaktır.

Kırmızı mürekkep lekesi:Üzerine hardal sürüp birkaç saat öylece bırakın. Kırmızı mürekkep lekesinden sizi kurtaracak en iyi malzeme budur.

Nikotin

Eldeki nikotin lekeleri

-Leke belirsizse biraz limon suyu ile ovuşturmak size yeterli olacaktır.

-Leke daha ciddiyse çamaşır suyuna başvurmanız gerekir.

-Leke oldukça koyuysa şu hamurdan yararlanın: Bir çorba kaşığı bikoarbonat dö sud, bir çorba kaşığı ponza taşı pudrası ve birkaç damla limon suyunu karıştırın. Bununla elinizi iyice ovuşturun.

Kumaştaki nikotin lekesi:

Leke yok olana kadar 90 derecelik alkole batırdığınız bir bezle ovun.

Küllük üzerindeki lekeler

Yıkadığınız halde küllükteki lekeler çıkmadılarsa, bunları ince tuza batırdığınız bir mantar tıpayla ovun.

OJE LEKESI

-Aseton ile

-Veya eşit ölçülerdeki alkol ve eter karışımı ile çıkartabilirsiniz. Her iki halde de lekenin altına 4-5 kat katlanmış beyaz bir bez koyun. Lekeyi silerken bu bez kirleneceğinden, kirin elbiseye geçmemesi için, kontrol edin ve lekenin altına bezin temiz kısımlarının kaydırın. Leke hemen çıkmazsa bu işlemi bir daha tekrarlayın. Sonra asetonu uçurarak leke bırakmasını önleyin.

OT LEKESI

Lekeyi ıslattıktan sonra üzerine eşit miktarda sofra tuzu ve kırımtartar serpin. Güneşte kurusun.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 10 of 11

PAS LEKESI

Sentetik olmayan kumaşlardaki lekeler:

-Tuzlu limon suyuyla ovuşturun. Sonra içine biraz amonyak katılmış suyla silin ve durulayın. -Lekeli kısmı suyla ıslatın ve kaynar su buharına tutun. Kuzu kulağı ile ovun, sıcak su ile durulayın.

Sentetik kumaşlardaki pas lekeleri:

Diğer kumaşlardan daha çok dikkat gerekir, en etkili çözüm lekeli kısmı biraz limonla ovmaktır.

RUJ LEKESI

-Ruj lekeli kumaşı etere batırılmış bir pamukla silmek ve bu işlemi birkaç kez tekrarlamak gerekir. Ancak bu işlemi yaparken ateşten uzakta durmakta fayda vardır. Eter çok yanıcı bir maddedir.

-Lekenin üzerine sabun sürün ve bir saat öyle bırakın. Sonra yıkayın.

-Üzerine pamukla oksijenli su damlatın. Sonra suyla durulayın.

SEBZE AYIKLARKEN ELLERDEKI LEKELER

Sebzeleri ayıklarken ellerde oluşan lekeler, ellerimizi yıkadıktan sonra bile temizlenmezler. Fakat portakal kabuğuyla ovarsak hemen kurtuluruz bu sevimsiz lekelerden.

SÜT LEKESI

-Yıkanabilen kumaştaysa sabunlu bezle silin.

-Yıkanmaz kumaştaysa benzine batırılmış bir bezle bastırmadan silin. Elin hafif temasıyla benzini uçurun. Sonra ılık suda durulayın ve nemli bezle tersinden ütüleyin.

SU LEKESI

Bilirsiniz, su da leke yapar. İpekli ya da pamuklu kumaşlardaki su lekesini çıkartmak için lekeli yerleri bir bardak ya da şişenin dibiyle ovun. Fanilalarla yünlüleri ütülemek yeterlidir.

ŞARAP LEKESI

Beyaz kumaşta şarap lekesi:

-Kumaşı bir süre kaynamakta olan süte batırın sonra yıkayın.

-Örtünün üzerine dökülür dökülmez hemen tuz serpin. İlk yıkamada çıkacaktır. İnatçılık ederse, yıkama suyuna biraz çamaşır suyu katınız.

Renkli kumaşta şarap lekesi:

Lekeli kısmı amonyaklı soğuk suya batırın. Beyaz pamuklu örtüde: Hemen lekeli kısmı beyaz şarapla ıslatın.

TENTÜRDIYOT LEKESI

Leke yeni ise, alkol yararlıdır. Eğer eski ise, benzin vb. şeyler ya da oksijenli su kullanılır.

TEREYAĞI LEKESI

-Sentetik kumaşta: Sabunlu su yeterli olacaktır.

Pamuklu ve beyaz kumaşta: Yıkamadan önce kuru sabun sürtün.


LekeÇikarmaZanaati.doc Created by KASA p. 11 of 11

Yünlü veya ipeklide: Talk pudrası ve tebeşir tozundan yararlanın.

TERLEME LEKESI

-Beyaz renkli elbiselerde: Asitoksalitle silin. Durulayın, sonra oksijenli su ile silin.

-Nazik kumaşlarda: Hafif amonyaklı veya limonlu su yeterli olabilir.

-Yünlü kumaşta: Kumaşı birkaç saat sirkeli soğuk suda bırakarak lekeleri temizleyebilirsiniz.

ÜTÜDE SARARAN ÇAMAŞIR

Sararan kısmı nemlendirin. Üstüne mısır nişastası serpin. Sonra yine bir bez aracılığıyla ütünüzle kurutun. Leke yok olacaktır. Bir başka yol da sararan kısmı oksijenli su ile ıslatıp, yine ütüyle kurutmaktır.

YAĞ LEKESI

Sıçrayan yağlar:

Kızartma yaparken ne kadar dikkat etsek de tamamen engelleyemeyiz. Bunları temizlemek için en etkili temizleyici ispirtodur.

ZEYTiNYAGI LEKESi ni elbiseden çıkartmak için sakın su ya da kolonya kullanmayın. Hemen bir lokma ekmek içini yuvarlayıp lekenin üstünde gezdirin. Çıkacaktır.

YUMURTA LEKESI

-Yumurta lekelerini çıkartmak için suyu soğuk olarak kullanmanız şarttır.

-Genellikle sabunlu su yeterli oluyorsa da beyaz kumaşlarınız için biraz çamaşır suyu ilave edebilirsiniz.

-Kesik limonla lekeli yerleri ovun.

-Suda haşlayarak ezdiğiniz bir parça patatesle ovuşturun.

-İçinde çakıl bulunmayan nemli toprakla yumurta lekelerini silin.

ZAMK LEKESI

Çıkartmak istediğiniz lekenin altına su emici bir kumaş parçası koyun ve lekeli kısmı beyaz sirkeye batırılmış bir bezle silin sonra durulayın.

ZIFT LEKESI

Üstüne vazelin sürüp bir saat bekletmek sonra da lekeyi her eczaneden rahatlıkla bulabileceğiniz eterle silmeniz gerekmektedir.